ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

SAĞCI SOL

Bu yazımda siyasete dokunmayacaktım. Sanat’tan söz edecektim. Gel gör ki; Bizim gazetede Tuncer Dağ’ın 27 Şubat tarihli  “Sol Kan Kaybediyor”  yazısını okuyunca  güme gitti Ahmet Nergiz’in Bakırköy Sanatçılar Derneği (BASAD) salonundaki o güzelim resim sergisinde gördüklerim.
Yanlış anlaşılmasın, polemik açmak değil amacım. Dağ’ın Çatalca, Silivri , Büyükçekmece dolayları için yazdıklarının aslında genelin bir parçası olduğundan hareketle, onun SOL dediği, benim “SAHTE SOL” dediğim olgunun durumunu irdelemek.
Önce kısaca Dağ’ın saptamasını anımsayalım:
“Çatalca, Silivri, Büyükçekmece bölgesinde, genelde sol partilerde ama özelde CHP yönetimleri sağcı kişilerden oluşuyor. Bunlar belirli kişileri yerel seçimlerde bir yerlere taşımak için buralardalar. Seçimlerden sonra hem kendileri, hem de seçilmesini sağladıkları kişiler rahatça yer değiştirmektedirler.”
Dağ’ın saptamalarının büyük oranda doğru olması kuvvetli bir olasılık. Bunun nedenleri konusuna da be girmek istiyorum.
BALIK BAŞTAN KOKUYOR:  Ne DSP’de ne de CHP’de demokrasi olmadığı gün gibi ortadayken ve koskoca parti yanlış üzerine yanlış yaparak, tek bir kişinin diktatörlüğü üzerinden sağın en ucuna kaydırılmışken, ne beklenebilir. Hadi DSP’nin kendine özgü bir konumu var. Onu bir kenara koyalım. CHP’nin 1960’lı yılların sonlarından 1980’e kadar ulaştığı yerle, bugün durduğu yere bir bakalım. “Toprak işleyenin  su kullananın” diyen CHP çoktan gitti. Şimdilerde TÜSİAD’tan –belki de bugüne dek yaptıkları hizmetin karşılığı olarak- beklediği desteği alamamaktan şikayetçi bir CHP var.  CHP’nin ne gündeminde, ne de aklında, ne de amacında HALK YOK: Halk yalnızca adında kaldı. Atatürk’ün mirasından başka sermayesi olsa, büyük olasılık onu da kaldırırdı.
YÜKLENİCİLERİN PARTİSİ:  CHP yıllardır yüklenicilerin (müteahhitlerin) partisi olarak anılmıyor mu? Bir çok İl ve ilçe başkanları ile onların arkasındakiler kimler. Kişisel çıkarlarını en öne alanlar değil mi?
TOPLUMUN SAĞ KESİMLERİ İÇİN POLİTİKA:  CHP de, DSP de toplumun sağ kesimlerinin çıkarına politika üretmiyorlar mı? Son birkaç seçimin çözümlemesi bunu gayet net gösteriyor. Bu partiler uzun zamandır varoşlarda yok. Oy aldıkları yerlere bakarsak tuzukuruların bulunduğu yerler.
MİLİTARİST PARTİ: Özellikle CHP uzun süredir militarizmin sözcüsü değil mi. AKP’nin Avrupa Birliği zoruyla  içi boş olarak çıkardığı, bazen de 301. madde gibi maddeleri içeren yasalarla fiilen uygulanmasını olanaksız hale getirdiği sözüm ona “demokratikleşme yasaları” na karşı CHP ne yapıyor. Bu yasaların uygulamada da geçerli olacak şekilde genişletilmesini mi istiyor. 301 ve benzerlerinin kaldırılmasını mı savunuyor. Asla.. Göstermelik bu yasaların varlığına bile dayanamıyor.
Düşünebiliyor musunuz; kendini tanımlarken “sol” sözcüğünü kullanan, Mustafa Kemal’in “Yurtta barış, Dünyada Barış” ilkesi varken, kendini Atatürk’ün mirasçısı olarak tanımlayan parti ,  Irak’a (Kerkük’e)  asker gönderilmesini istiyor.
Yaşlılar bilirler. CHP’nin %42 oy aldığı 1970 li yılların sonlarında, partide sayıları hayli fazla düşünce ve eylem üreten kişiler vardı. Mehmet Can, İsmail Cem, Celal Doğan gibi. Bugün bırakın eylemi, bir tane bile düşünce üreten ve açıklayan ikinci kişi söyleyemezsiniz. Olabilecekler de partiden atılmıştır. Fikri Sağlar, Osman Özgüven gibi.
SONUÇ: Gerek DSP’ye, gerekse CHP’ye sol yada sosyal demokrat demek, en iyimser deyimle aymazlıktır. Bu partilerin solla, solculukla bir ilişkileri kalmamıştır.
Gelelim Dağ’ın yazdıklarına. Zaten sol olmayan partinin alt kadrolarına çıkarcı sağcıların yerleşmiş olması çok doğal bir sonuçtur.
Gerek dünyanın, gerekse ülkemizin barış için, özgürlük için, insanca yaşamak için sola gereksinimi her gün daha da artmaktadır. Güney Amerikalardan esen rüzgarın bizlere ulaşması ne kadar sürer bilemem ama dünyada güçlü bir sol rüzgar esmeden rahat yüzü göremeyeceğimizi gayet iyi bilirim.