ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

MUHTEMELEN

Bugün kendime biraz da eğlenceli bir konu seçtim. Son aylarda İngiltere’den başlayıp, İspanya’ya uzanan ve de giderek tüm batıyı belki de tüm dünyayı saracak bir olayı.
Başlangıcı İngiltere’de oldu. Siz bizim İslamcılarımıza bakmayın. Onlar propagandalarında Avrupa’da Hıristiyanların her Pazar mutlaka kiliseye gittiklerini yayarlar, Müslümanları kışkırtmak için. Oysa durum bambaşkadır. Avrupa’nın en tutucu ülkelerinden biri olan İngiltere’de bile halkın yüzde yirmi beşinin tanrı tanımaz (ateist) olduğunu okumuştum. İşte bu İngiltere’de komedi yazarı Ariene Sherine hırıstıyanların cehennem, azap sözleriyle dolu kötümser propagandalarına karşı olumlu bir ileti yaymak istemiş. Bunun en kolay yolu olarak da kent içi otobüslere bir ilan vermeyi düşünmüş. İlan giderini karşılamak üzere bir internet duyurusu hazırlamış. Düşlediği paranın yüz katından fazlasını bulmuş.
Olayı sıra dışı yapan ilanın içeriği. Yazının Türkçesi şu: “Muhtemelen tanrı yok. Üzülmeyi bırakın ve hayatın tadını çıkarmaya bakın.”
Olay daha sonra İspanya’ya sıçramış. Bugün Londra ve Madrid caddelerinde üzerinde “MUHTEMELEN TANRI YOK. ÜZÜLMEYİ BIRAKIN VE HAYATIN TADINI ÇIKARMAYA BAKIN” yazılı otobüsler dolaşıyor. Hiç kimse de ne belediyelere, ne de devlete “bu olamaz” diye başvurmuyor.
Konu tartışılıyor tabii.
Ama doğal yollardan ve demokratik kuralar içerisinde. Hatta dinci çevreler de bazı otobüslere karşı ilanlar veriyorlar.
Konunun buraya kadar olan yanı magazin. Dedim ya eğlenceli olsun bugünkü konumuz diye.
“Karagöz Hacivat niçin öldürüldü” filmini izlemiş olanlarınız vardır. –Sırası gelmişken izlememiş olanlara hararetle öneririm.- Orada bir replik vardır. “Mizah bir yumruktur” der. İşte bu mizah kokulu ilan da yeni bir aydınlanma çağını müjdeleyen bir yumruk olursa şaşmamak gerek.
Durun. Durun. Hemen heyheylenmeyin. Toplumsal değişleri tetikleyen olaylar öyle birkaç hatta yılda olmaz. Bazen on yılların birikimi gerekir.
15 ve 16. yüzyılda başlayan aydınlanma çağından günümüzde doruğa tırmanmış karanlık düşüncelere gelindiğini bunun böyle süreceğini sanmayın. Her olgunun tepe noktası vardır. İşte bu tepe noktasından sonra aşağıya doğru yuvarlanma başlar. Hele hele bilime ters, kuşkuculuğa kapalı bir düşünce sisteminin, insanlığı uzun süre yönlendirmesi olacak şey değildir. Zaten bu sürecin uzun sürmesinin açacağı yaralar o kadar büyük olur, sağaltılması yeni ve daha büyük acılar gerektirir.
Neyse; eğlenceli yazalım dedik, Yine kapandık karamsarlığa.
Önünüz aydınlık olsun.