ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

MEDET YA …………!

Güneşli ve mevsimine göre oldukça sıcak bir Pazar günü. Tıbbiye Caddesinde, Haydarpaşa Numune Hastanesinin önünde trafik kesilmiş. Zaten polisler kesmese de araçların gidebilmeleri olanaksız. Daha sabah saat on birde cadde insanlarla dolu.
Yavaş yavaş demiryolu köprüsüne iniyorum. Her yer renk renk bayrak, flama, pankart ve son yılların lolipop diye adlandırılan dövizleriyle dolu. Birçok insanın alınlarında çoğu kırmızı renkli bandajlar. Üzerlerinde genellikle “ya Ali” yazmakta.
Kadıköy İskele alanına giden Haydarpaşa Rıhtım Caddesi, Şahap Gürler Caddesi ve Sıhhiye Caddesinin kesiştiği kavşaktan öteye gitmek olanaksız. Değil miting alanına girmek, alandaki sesleri duyacak uzaklığa bile ulaşılamıyor.
Yaklaşık dört saat bulunduğum yerde oyalanıp yürüyerek geri dönmeye başladığımda Sıhhiye Caddesinden insanlar hala akın akın mitinge gidiyorlar.
En kötümser tahminlere göre beş yüz bin insan katılmış mitinge. Ben kalabalık tahmininde bulunamam ama dediğim gibi kötümser tahmin beş yüz bin…
*          *          *
Türkiye doğum sancıları çekiyor. Bebek artık karında durmak istemiyor besbelli. Eğer sağlıklı çözümler bulunamazsa neler olabileceğini kestirmek çok güç.
Bugünden sonra hiçbir şeyi eski seyrinde yürütebilmenin olanağı olamaz. Toplum, büyük bir değişimi istiyor. Adını koymasa da istediği eksiksiz demokrasi.
Kıyısından köşesinden yapay ve göstermelik değişikliklerle bu istem karşılanamaz. Hele hele var olan durumu (statükoyu) korumaya çalışanların toplumla olan bağları yakın gelecekte tümüyle kopacaktır.
*          *          *
Toplum acısız değişim istiyor. Keskin söylemlere yüz vermiyor ama isteminden de vazgeçmiyor.
Halk barış istiyor. Barış içinde demokrasi istiyor.
Adı ne olursa olsun var olan durumun değişmesini istiyor.
*          *          *
Ülkemiz meclisindeki siyasi partilerimizin halkın istemlerini karşılaması çok zor.
Meclisteki dört partinin de siyasal ideolojilere denk düşen yapıları yok.
Liberal muhafazalıkla AKP’nin bir ilişkisi yok.
CHP, sosyal demokrasinin “s”inden bile uzak.
DTP’nin bir tanımı bile yok.
MHP, kendine özgü bir milliyetçilikle malul.
*          *          *
Bu partilerin toplumun sancısız değişim istemini karşılayabileceğini hiç sanmıyorum.
Bence siyasal yaşamımız büyük depremlere gebe.
Bugüne dek nice yıkılmaz sanılan partiler toz oldular.
Toplum kendi istemlerini karşılayamayanlardan öylesine çabuk yüz çevirir ki, herkes şaşırıverir.
Yeter ki ışığı görsün.