ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

               

BİR MAYIS LALE BORSASI

Gazetelerde bir haber: “Osama öldürüldü, borsalar fırladı.” Baktım, baktım kaldım. Zaten oldum olası hiç aklım ermez bu borsa işine. Kabaca nedir diye bir inceleyim dedim. Karşıma çıkan ilk bilgi “şirketlerin hisse senedi” oldu. Haaa, dedim. Demek ki kâr yapan şirketlerin borsada değeri artıyor. Baktım hiç de öyle değil, gün oluyor bilançosunda zarar etmiş bir şirketin borsa değeri artıyor. Velhasıl anlayamadığım için çektim kuyruğunu…


Oysa kapitalizmin kan damarlarından biri, belki de aortu borsa. Ehh, ben de tüm sosyalistler gibi bilirim bu kapitalizm denen illetin ne olduğunu. Yine de aklım sırrım ermedi bu borsa denen zımbırtıya. Sonuçta şu yargıya vardım; borsa küçük yatırımcıdan, büyük yatırımcıya su taşıyan bir değirmen arkı. Doğrudur, yanlıştır bilemem.

Hani bu yıl yüzde dokuz büyüdük ya. Dert edindim. Benim zavallı emekli aylığım hiç duymadı bunu. Hatta temel harcamalar üzerinden baktığımda güdükleşti zavallı. Demek ki; benim zavallı emekli aylığım da benim gibi anlamıyor bu para piyasalarından. Eh, ne diyeyim. Söylenecek sözü atalar daha önce söylemişler: Mal, sahibine benzermiş. Emekli aylığım da bana benzemiş.

Pazar günü bir mayıs alanındaydım. Oradaki pankartlara, atılan sloganlara ve yapılan konuşmalara bakılırsa onlar da bir şey anlamamışlar bu rekortmen büyümeden. Vallahi, ben onların yalancısıyım. Memnun oldukları tek şeyin, Taksim’de, pardon Bir Mayıs Alanı’nda özgürce bayramlarını kutlamış olmalarıydı.

Akşam yorgun argın döndüm eve. Duş yapıp çakıldım televizyonun karşısına. Bakalım hangi kanal ne diyecek, nasıl verecek diye.

Vallahi şunu aklıma getirdi biri: “Neden olaysız geçti bu bir mayıs. Neden bu denli kalabalıklar oluştu bayram için” diye üzüldüğünü düşündürdü. Nasıl oldu bu anlatayım:

Taksim alanının toprak kalabilmiş bölümlerine lale dikmiş büyükşehir belediyesi. Birkaç metrekareyi geçmeyen küçük bir alanda ezilmiş laleler. Bir kanal döne dolaşa orayı gösteriyor. Lalelerin soğanlarını sökmekte olan yoksulları konuşturuyor. Açıktan söylemiyor ama belli ki üzülüyor büyük olaylar olmadığına.

Oysa bir başka kanalda, geniş alanlara dikilmiş lalelerin olduğu gibi durduğu. Emekçilerin onları titizlikle koruduğu anlatılıyor.

Beylikdüzü’nden yeniden kalkıp gidemedim alana. Gidip yerinde görmeye mecalim olmadı, ne yapayım. Çok da önemli değil zaten görmek. Önemli olan kamuoyunu yönlendirenlerin haber yapış biçimleri. Bir milyon dolayındaki bayram kutlayanların sorunlarını es geçip, birkaç metrekare alandaki yirmi kadar lalenin ezildiğini gözlerimizin içine sokmasındaki çarpıklık.

Pazartesi borsa yorumlarında duymadım bir mayıs’ın borsaya etkisini. Osama’dan ve Obama’dan pirelenen borsalar, emekçinin bayramını iplememişler. Olsun, emekçiler de borsayı iplemiyor zaten.

Bir de şuna karar veremedim. Borsa mı önemli, laleler mi, yoksa emekçiler mi