ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

        Fransa'da ilk kez toplanan mecliste, emekçi temsilcilerinin parlamentonun sol tarafında oturmasından adını alan solculuk, sanmıyorum ki başka ülkelerde bizdeki kadar acayip bir konumda olsun.

        Özellikle bizdeki sosyal demokratların! ağızlarından düşürmedikleri "solun evrensel değerleri"ni bir kenara bırakıp, öncelikle emperyalist metropoller ile yeni sömürgeciliğin boyunduruğundaki ülkelerdeki solculuğa bir bakalım.

        Solun temel amacını "Emeğin haklarının alınması" olarak özetledikten sonra, bunun yönteminin tarihsel süreçte iki ana kola ayrıldığı gerçeğini anımsayalım ve bu yazımızda sosyalizm konusunu bir başka zamana bırakarak, sosyal demokrat hareketini, kendi kuralları içerisinde biraz irdeleyelim.

        Sosyal demokrasinin amacı "üretim araçlarının mülkiyetine dokunmadan, toplumdaki gelir dağılımı farklılığını en aza indirme" olarak özetlenebilir.Bu amaca ulaşmak için uygulanacak yöntem ise kabaca şudur. Yüksek gelir guruplarından alınabilecek en yüksek vergiyi almak ve emekçilere ürettiklerine bakılmaksızın, görece daha iyi gelir sağlamak."

        Emperyalizmin metropol ülkelerinde bunu sağlamak daha kolaydır. Çünkü, burjuvazinin elinde hem daha çok birikim vardır. (Dünyanın geri kalan ülkelerinden elde ettiği artı değer.) Hem de kendi düzenini sağlam kılacak, kalelere gereksinimi vardır. (Böylelikle kendi düzenin insanlarının nasıl mutlu kıldığının ve örnek alınmasının propagandasını yapabilecektir)
Bizim gibi ülkelere geldiğimizde işin rengi değişir. Kale özelliğimiz olmadığından, burjuvazi ne bize daha fazla pay vermeye istekli olacaktır, Ne de bunun savaşımı metropollerdeki gibi kolay olacaktır. Bu nedenle de, metropoller ile yeni sömürge ülkelerdeki sosyal demokratların yöntemleri farklılıklar gösterecektir.

        Bazı konumları ülkemiz koşullarında değerlendirirsek sosyal demokratların programındaki öncelikler arasında şunlar olmalıdır.

        *Vergilerin güce göre alınması.
        Bu bağlamda öncelikle KDV nin kaldırılması hedeflenmeli, somut koşullara uygun asgari ücret belirlenip vergi dışı bırakmak, burjuvaziye sağlanan her tür teşvik ve muafiyete son vermek.
       

        IMF ilişkileri
Sımf ve dünya bankasınca güdümlenen politikalara son vermek.
       

        *Gelir dağılımının düzeltilmesi
        İşsizliği önlenebilmesi için yen iş sahaları devletçe açmak, KİT'lerin özelleştirilmesini derhal durdurmak, özelleştirilen kit’lerin ya denetimi sağlamak ya da geri almak.
      

        * Demokrasinin ekonomiyle ilişkilendirilmesi
Ekonomik yeterliliği olmayanlar için demokratik hakların yaşama geçmeyen soyut kavramlar olduğu unutmamak.
       

        *Milliyetçilikle (Ulusalcılıkla) sol arasındaki kan uyuşmazlığı
        1980 sonrası yaratılan ortam; taşları bağlayıp, itleri boş bırakmakla kalmamış, bilinçleri körleştirmeyi de başarmıştır. Bir yandan dinsel gericiliği kaşırken, diğer yandan kendini sol tanımlayanların bilinçlerini harap etmiştir. Toplum mühendisliğinin bilinçli bir tercihi olan bu olgu,  Kürt Ulusalcılığının gelişmesi karşısındaki tepkimenin de etkisiyle daha yıkıcı olmuştur.
2000’lere gelindiğinde muhalefet, olağan seyrinden hayli uzaklaşmış, Ne küreselleşen sermayenin saldırganlığını, ne de emeğin giderek daha çok sömürüldüğünü göremez duruma getirilmiştir. Emperyalizm tarafından yaratılan bu sahte solun gündemi yalnızca milliyetçilik olmuştur. Öyle ki; AB zoruyla göstermelik olarak getirilen, görece demokrasi  yasalarına, daha ileri ve uygulanabilir bir demokrasi isteminde bulunmak yerine, Cumhuriyet’i korumak! adına karşı çıkabilmektedir.

Milliyetçilik ile sol arasında kan uyuşmazlığı vardır. Hem solcu, hem milliyetçi olunamaz. Çünkü; milliyetçilik, emek ile sermaye arsındaki çelişkiye örtülen kara bir şaldır. Gözleri kör kılar. *

Sizce bunları programına almış bir sosyal demokrat parti ya da hareket var mı? Yoksa -ki ben göremedim- bunların solculukları nasıl bir solculuktur? Varlık nedenleri halkı sol adına oyalayarak, bu sömürü çarkının en azından bir süre daha dönmesini sağlamak değil de nedir?

        Bu ülkenin sola gereksinimi var. Bu bir gerçek. Önemli olan ise, sol takiyyecileri tanıyabilmek.

        *Milliyetçiliğe ulusalcılık diyerek onu ayrı bir olgu olarak göstermek, yalnızca laf cambazlığıdır.

        17.10.2006

 

good hits