dumansızlar
SESLİ EDEBİYAT DERGİSİ
15 EYLÜL 2007 GÜNDEMİ
Günün Sözü: "Beyaz ayran yeşil otta gizlidir. Sarı inek aradaki bahane"
Bu kez yeni bir yerdeyiz. Yakında yapılan düzenleme orada toplanma olanağımızı kaldırdı. Kendimize yeni bir ev bulana dek çeşitli yerlerde olacağız.
Yakın'da toplanarak bugünkü toplanma yerimize yürüdük. Üçüncü kata tırmanmak bazılarımızı zorladı.
Toplantı başında 11 kişiyiz. Ev sahibimiz Şair Ertan Yılmaz.
Toplantıyı her zamanki gibi Bekir Yurdakul açıyor. TYS'nin 12.30'da toplantısı olduğunu bazı arkadaşların oraya katıldığını/katılacağını söylüyor.
Edebiyatçılar Derneğinin İzmir'de bu yaz çıkan kitapların tanıtılacağı bir etkinlik düzenlediğini, buradan çıkınca oraya gidebileceğimizi bildirdi.
İzmirde Türkçe günleri kapsamındaki etkinliklerin proğramı üzerine konuşuldu. Özellikle 22 Eylül günü saat 13.45'de Selahattin Akçiçek Kültür Merkezinde Dil Kurumunun son Başkanı Şerafettin TURAN'nın katılacağı etkinliğe ilgi çekildi.
Söyleşi fıkralarla başladı.
Savcımızın (Durmuş Taşdemir) tuzlada işçilerle birlikte tuz küreklemesini Selçuk Oğuz anlattı. Bir işçinin günde on ton tuz küreklediğini, toplam bin beş yüz işçinin tuzlada çalştığını öğrendik.
Ayhan Altay iki şiirini seslendirdi.
İlyada ve Homeros üzerine bir söyleşi başladı. İlyada'nın sözlü edebiyat örneği olması ve Homeros tarafından toparlanması üzerinde konuşuldu.
Saime Bircan, Françoise Giroud'dan çevirdiği ve İmge Kitabevince basılan "LOU Özgür Bir Kadının Öyküsü" adlı çevirisi hakkında bilgilendirme yaptı.
Çeviri tekniği üzerine söyleşildi.
Durmuş Taşdemir, üç aylık yokluğunda yeni üretimler yapamadığını söyledi. Bizlere iki şiirini okudu.
Ali İşçimen, "Bir varmış, bir yokmuş" şiirini seslendirdi.
Şebnem Christokopulos'un çevirisiyle Literatür'ce yayınlanan Mara Meimaridi'nin "İZMİR BÜYÜCÜLERİ" romanından "okunması gerekli bir yapıt" yargısıyla söz ediyoruz.
Yalçın Benlican'dan "MÜLTECİ" şiirini dinliyoruz.
"Olmaz ilaç sine-i sad pareme" nin bir bölümünü birlikte seslendiriyoruz.
Söz yeni Anayasa çalışmasına geliyor. Bu konuda kafaların karışık olduğu ortaya çıkıyor. "Cumhuriyet'i koruma" söylemi ile demokratik anayasa istemlerinin çelişkisi üzerinde tartışılıyor. Korumanın tutıculuğu içerdiği savlanıyor.
Şiirim yarım kaldı
Koyulaşan gecelerde
Parçalanan aşklarımla volkanım
Söyleyemediklerimle eksik
Sustuklarımla derinBulut bulut geçiyor
Ömrümün göğünde zaman
Bilinci bulanıklaştıran
Bunca bombarduman
Kuşatılmış hayallerle
Sönmüş bir yanardağım belkide
Durmuş TaşdemirNot: Benlican'ın bu toplantıda okuduğu "MÜLTECİ" şiirini kendi sayfasında bulabilirsiniz.