dumansızlar
SESLİ EDEBİYAT DERGİSİ
HÜZÜN ŞİİRLERİ DİNLETİSİ
Ahmet Telli ve Tuğrul Keskin okurlarıyla buluştu. 18 Aralık 2009 Cuma 19.30 da Yarın Derneği'nin düzenlediği "Hüzün Şiirleri" dinletisi, Buca'da Performans Cafe'de gerçekleşti.
Ben, başka bir toplantıdan geç ayrıldığım için gecikmeli olarak katılabildim. Günün o saatinde Alsancak'tan Buca'ya gitmek gerçekten çok zor. Buna karşın etkinliğin yapıldığı Performans Cafe'nin içinden ve bahçesi Ahmet Telli ve Tuğrul Keskin'in sesine "ses veren (1)" lerle doluydu.
İşte bu yüzden yeniden sonsuzluğa uzanan yarınım ışıdı; trafiğe aldırmadan olması gereken yere koşanlardan ötürü. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmuru, hüzün şiirlerinin müziği yapanlardan ötürü...
Yaşamlarımızı kategorize etmemek gibiydi şiirlerin de kategorize edilmeyişi. Yani aşk şiiri dediğimiz şiir, aynı zamanda vatan sevgisini veya evrensel anlamda insan sevgisini de içermez miydi? Yaşamın bütünlüğü içinde duyguların fikirle yoğrulmasıyla yazılan şiirler, nasıl konularına göre diyerek ayrılabilirdi?
İşte böyle bütünlük içinde zaman yutucusu gibi paylaşıldı iç zenginlikler. Ama kimse Ahmet Telli ve Tuğrul Keskin'e kanacak gibi değildi. İstek şiirlerin yorumlanma ve nihayet kitapların imzalanma zamanıydı. Yolum uzundu üstelik o saatte Buca'dan Gaziemir'e otobüs yoktu. Aktarmalı olarak ancak gidebilecektim eve. Onları tanımak ve onların şiirleriyle dokunmak yaşama başka bir şeydi. Bu yüzden acının büyüttüğü yüreğe, emeğe, aşka ve dirence saygıyla selamlıyorum onları. Çünkü aslında göğün altındaydık birlikte ve sormalıydım "yal" nedir, diye evrene (2)...
(1) Ahmet Telli'nin Belki yine gelirim şiirinden "Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün..." dizesinden esinlenerek
2 Tuğrul Keskin'in Kandahar şiirinden "Göğün altındayız birlikte, unutma! / Koy bileni çıkmasın yal nedir evrende" dizelerinden esinlenerek.
Şiir Tiyatrosu Topluluğu adına etkinliğe katılan
Emine Cin
20.12.2009 Pazar