Skip to: Site menu | Main content

MURAT KÜÇÜKAYDIN

ÖZGEÇMİŞ

1971 siverek doğumlu. Yedi yaşından beri İzmir'de yaşamakta. Lise mezunu. Şiir,oyun yazarlığı, fotoğraf, resim ilgi alanları.

Şiirleri; VARLIK Edediyat ve Kültür Dergisi, ÜNLEM Sanat Dergisi , İLE Kültür Sanar Dergisinde yayınlandı.

tersine sular edinmeli insan
hayat avuçlarımızdan akan kum gibi
tortusu şiir
sevgili olmaya hazır
çoktan dost, yoldaş.......

ÖRNEKLER

SÖZÜ OLAN SÖYLE VE
KALIR GEMİLERDEN VAGONLARDAN SONRAYA

ardıma dolan günahlarımla tacmahal gece
yüreğim buydu
sanki çok şeyler eksik
nerdeyim
karşımda beyaz siyah bir deniz
hey kimse yok mu
ışıkları söndürün
ve siz fareler terkedin gemileri

-ben buradayım ya oğul

dağların üstü yaman olur
ötesini şaşırıp kurda kuşa yem olur
efkarından karlanıp düz ovaya çiğ olur
söndürme ışığını

göğsüme kanlı düşme ey oğul

Nasıldır sokak lambaları
ben bir adam dayanmış sigarası elinde
önüm arkam sağım solum sobe
nerdeyim
karşımda ayağı seken bir şehir
hey kimse yok mu
yolları tutun
ve siz paslanmış vagonlar terk edin rayları

-ben burdayım ya oğul

gamsız yürek kanlı kurt olur
elma düşer toprağa as olur
yiğit el vermez ise sevda kış olur
tutma yollarını

saçlarıma kül düşürme ey oğul

beni yüreğimden kim aldı
yüreğim buydu
koyu bir gözyaşı dolanıp geldi
sanki bin bir acı az şey mi
nerdeyim
karşımda zehrini nehir sanan bir akrep
hey kimse yok mu
güneşleri gömün
ve siz gerilen gökyüzü terk edin maviliği

-ben buradayım ya oğul

kara tahta günü gelir söz olur
akar ışık avucunda düş olur
ben gayri bilmem
sonraları sonraları
abdal olur lal olur
gömdürme güneşini

sırtıma hançer düşürme ey oğul

var git önüme karanlık
yıkık sorular
gözleri bantlı zulm
sanki biraz duru bir yanım
nerdeyim
karşımda fasist bir ambar
ne olur
elimde kızıl bir meşale

-dur oğul

benim de tutuşan sütüm helalim
baş göğsüne itin uğursuzun
ne olur
umut olur
umut olur
yan düşerse toprağa

o da özgürlük olur......

 

ZEUS'SUZ AŞK

Sana dair acı yok sevinçli her şey
Bunu nasıl anlatsam
Bir dere olsam kaynağı orman
Kıyısında gümüşle yıkansa balıklar hiç boğulmasa Papatya damlı evler olsa az ilerde
Kapılarının ucu bucağı olmasa
Yolu dizili taşlar olsa içime kadar
Taşların da dili olsa
Gölgelerden korkmayan bir çocuk olsa içimde
Ağaçlardan gökyüzüne dokunsa
Bulutlar dökse ellerime eksik kalacakları
Dağ bir derviş gibi eğilse kulaklarıma
Söylese uğrundaki yolları
Görünür bir yerde dursa kuşlar uçmasa
Kanatları boyunca düşlesek anlatacaklarımı
Görünür bir yerde heyecan delice koşsa
Ayaklarına dünden korkuları giymese
Sürtmese kimse gelmese
Ah! Uykuda olsa acı
Koyunları takılmasa çitlerde
Anlamsızlık durmasa başımda dönmese
Bir melek olsa kucağında zaman
Beni beklese
Kabarsa yapraklar
Ilık akan bir su geçse sırtımdan
Safliğa giden kelebek olsa dudağımdan su içse
Hiç ölmese
Açılır yüreğim biliyorum
Birde gözlerim yanmasa
Hep sana baksam
Ellerim titremese
Dokunmak için nefesine
Sonra al budak çöreklensem kıyına
Başlasam tüm bilmediklerimden bildiklerime bileceklerime
Sana desem acı yok içimde
Sevinçli her sey
Sana dair sözleri buluyorum birer birer
Dua kokuyor her yanım
Sonra
Aşk edinmeli hırkan diyorum
Kokmalı bir erkeğin soluğuyla
Susuyorum
Kapanıyor gözlerin
Iyi uykular sana
Ben çok susadım