Katıldığı ulusal ve uluslar arası karikatür yarışmalarında çeşitli ödüllere değer görülen sanatçının yayınlanan karikatür albümleri:

Durakta Çizgi Var, (1989), Yaşayan Mizah Nasrettin Hoca, (1998) ve Temiz Çevre Temiz Yaşam, (2000)
Çok sayıda edebiyat dergilerinde şiirleri ve öyküleri yayımlanan sanatçının Çocuk öyküleri:


ÇOCUK ROMANI MASAL MİZAH ÖYKÜLERİ

DERLEMELERİ:

Tekerleme Mekerleme, derleme,(1992) Kız Önlüğü Uzun Olur, çocuk öyküleri (1996),,Bir Avuç Tekerleme, derleme,( 1997), Nadir Bey Gibi Döverim Ha, mizah öyküleri, (1999), Yeşim İle Sokak Köpeği, çocuk öyküsü, (1999, 2002), Yeşim İle Aranan Hırsız, çocuk öyküsü , (1999, 2002), Yeşim İle Çevreci Hüsnü Bey, çocuk öyküsü, (1999, 2002), Yeşim İle Depremzedeler, çocuk öyküsü, (1999, 2002),
Konuk Sevmez Konuk Zihni, mizah öyküleri, (1999), Çuval Kütüğü, çocuk romanı, (1999) ve Kız Gülü, masal, (2001), Yeşim İle Yavru Kuşlar, çocuk öyküsü, (2002), Yeşim İle Kar Topu Savaşçıları, çocuk öyküsü, (2002), Yeşim İle Bisiklet Yarışçıları, çocuk öyküsü, (2002), Yeşim İle Kaçak Çocuk, çocuk öyküsü, (2002), Hayvan Bilmeceleri, Doğa Bilmeceleri, Sebze Bilmeceleri, Meyve Bilmeceleri, Giyecek Bilmeceleri, Organ Bilmeceleri, Eşya Bilmeceleri, Taşıt Bilmeceleri, derleme, (2002) Bil Boya Boyama kitapları yayımlandı.
Akşehir ilçesi öğretmenler arası anı-öykü yazma yarışmasında, birincilik (1984); Şair ve Yazarlar Derneği'nin düzenlediği öykü yarışmasında, dördüncülük (1992); Özgür Eğitim Yayınevi'nin Mevlüt Kaplan adına düzenlediği çocuk öyküleri edebiyat ödülleri yarışmasında, üçüncülük (2006) ödülü aldı.
Kitap resimleme çalışmaları da yapan sanatçının iki şiiri, ses sanatçısı, besteci Banu Kırbağ tarafından bestelendi ve kasette yer aldı.
Öğretmenlikten emekli olduktan sonra İzmir'e yerleşen Odabaşıoğlu, Karikatürcüler Derneği, Edebiyatçılar Derneği, Türkiye Yazarlar Sendikası, MESAM ve BESAM üyesidir.
KALABALIK YALNIZLIK
bir kalın kabuklu ağaca
bir kafesteki kuşa
bir ince daldaki çiçeğe
dokunduğumuz gibi
dokunamadık birbirimize
bir dokunsak
ah bir dokunabilsek ellerimizle
ya da hiç olmazsa gözlerimizle
biliyorum temizlenecek
ilk çocukluğumuzda
korkularla beslenen ruhumuz
ve dağılacak
içimizdeki kalabalık yalnızlık
YEŞİLIRMAK
1.
orman yeşili desem / değil
ördek başına da benzemez
bahar yeşili desem / değil
ceviz kabuğuna da benzemez
bu benim yakından tanıdığım yeşil
sanki
dövülmüş
kaynatılmış
süzülmüş de
öylece karışmış yeşilırmak'ın suyuna
oturup kıyısının danteline
gözlerine bakar gibi bakarım
yeşilırmak'ın yeşiline.
YEŞİLIRMAK
6.
bütün gün kendini seyretmiş güneş
yüzünün aynasında
yüzü gözü ışık içinde
bir orman kendini çoğaltmış durmadan
yüzünün aynasında
yüzü gözü renk içinde
soluklanmış kanatlı bir rüzgar
yüzünün aynasında
yüzü gözü ses içinde
açmaya durmuş bir tomurcuk çiçek
eğilip yüzünün aynasında
yüzü gözü koku içinde
üzerindeyken
ışığı rengi sesi ve kokusu
şimdi vakit geçirmeden
yeşilırmak'tan geçirin beni
ya da
yeşilırmak'tan bir damla su içirin bana.
SAKARYA
6.
sakarya'da su yerine
sanki süvariler akıyor
süvariler
at üstünde birer dev yontu süvariler
mustafa kemal'in süvarileri
coşkuyla şaha kalkıyor
yirmi iki gece
yirmi iki gündüz
soluklarıyla fırtınalar koparan
atlar ve süvariler
atlar ve süvariler
ve peşlerinden köpük köpük koşan
sakaryalı sular
bilmem kaç kahraman yıldızı
çoğaltıyor durmadan.
GEDİZ
1.
bunca rüzgara
yağmura
tufana
kara kışa dayanırım da
dayanamam bir tek vedana
vedan acılı ağlatmalı
vedan zorlu zorba
ha bir çiçeği koparır dalından
ha bir gediz'i koparır coğrafyadan.
ÇORUH
1.
çıkıp sınırından ülkemin
yanlış bir zamanda
yanlış bir sevdaya tutulmuşcasına
yankılanırken sularının çığlığı
akışında çoruh'un
gün yorgun
gözlerimle gördüm
tanığım ben
çürüyen kayalar da
tanıktır buna
bu yüzdendir hep
kendini yeniler durur
bir ertesi şafakta gün
çoruh suyunda.
FIRAT
9.
avuç içi kadar yüzünün bir yarısı
soğuk vurmuş yüzünü
ne çok kavrulmuş
ve güneş yakmış en çok
yüzünün erozyonuna fırat suyu gerek
bir koşu alır gelirim
bekle biraz.