GÜZEL İNSANLAR
Bu ülkede güzel insanlar da var. İçten, duygusal, kişisel çıkarlarını umursamayan, düşlerine sevdalı, başkalarına göre belki akılları başlarından bir karış yukarda olan; güzel insanlar.
Siz yazılarımı genellikle yazıldıktan üç dört gün sonra okuyorsunuz. Bunun için gününü yazayım. Bugün 9 mart Cuma. Ben az önce güzel insanların arasındaydım.
Güzel insanlar Kadıköy İskele alanında ‘Barış Panayırı’ kumrular. Boyu otuz beş metre, eni yaklaşık on beş metrelik kocaman bir çadır. İçi de dışı da cıvıl cıvıl. Renkleri de güzel, insanları da…
Gezip duygulanmamak elinizdeyse hiç yaklaşmayın barış çadırına. Ben dolan gözlerle gezdim. Ülkemin güzel insanlarıyla konuştum. Ülkemin acıklı, sevdalı, özlemli, dost, türkülerini dinledim. Irak’ta bir günü simgeleyen, çocuk oyunlarından esinlenilmiş gösteriye baktım. Tiyatro izledim.
Karikatürlere baktım, çoğunlukla dertlenerek.
Sergilere takıldım. Çok bilinen adı Greenpeace olan Yeşilbarış’çılarla, küresel kirlenmenin durdurulması için çalışan Küresel Eylem Grubu üyeleriyle, rock’ın şişeye sığmadığını her yıl yüz binlerle birleşerek kanıtlayan Barışarock’cılarla, sağlığın yalnız parası olanların hakkı olmasına karşı çıkan Beyaz Eylem’cilerle, dön evine Bush diyen savaş karşıtlarıyla söyleştim. Bazılarının elini sıktım, bazılarıyla sözsüz, gülen gözlerle selamlaştım.
Nükleer karşıtı Sinopluların oluşturduğu Sinopbizim’cileri aradım. İmzaları vardı ama kendileri gelmemişlerdi. “Yarın resmi açılış var. Onlar sanırım o zaman gelecekler” yanıtı aldım.
İnsan olduğunu bilenler arasında olmanın coşkusunu yaşadım. Yaşadığımı duyumsadım, Kadıköy İskele Meydanında.
İskele meydanında bir bahar bahçesi var. Bunca çirkinliğin, zulmün, haramiliğin kol gezdiği dünyaya karşın, güzel insanların var olduğunu gösteren bir panayır var.
Tüm bu güzelliklerden söz edip de, bu güzellikleri bir araya getirenden söz etmek elbette olmaz. Etkinliğin sahibi kısa adı BAK olan, Küresel Barış ve Adalet koalisyonu. Başta Mehmet ali Alabora olmak üzere tümünü sevgiyle kucaklıyorum…
Biliyorum. Az değil güzel insanlar. Biliyorum çoksunuz, çokuz. Ama bir damla pisliğin, bir kova suyu pislettiği gibi kötüler.
Gönül rahatlığı içinde sokakta bile yürümez olduk, bizi iyi yönettiklerini zannedenlerin sayesinde. Önce emeğimizi aldılar elimizden, sonra sokaklarımızı. Yetmedi tüm dünyaya diktiler gözlerini. Birkaç şirkete pazarlamaktalar tüm dünyamızı, adına küreselleşme diyerek.
Biz biliyoruz ki, her gecenin bir sabahı vardır. Sultan Süleyman’a kalmayan dünya, Bush’a, şirketlerine, yardakçılarına hiç kalmaz.
Bunların elimizden alamadıkları, alamayacakları, bunun için de çok korktukları tek bir şey var. UMUT…
Aman umudu diri tutalım.