ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

KAÇINILMAZI GECİKTİRMENİN BİZE YARARI YOK

Tüm anketlerde birincil sorun işsizlik. Peki bu sorun nasıl aşılacak?
Yeryüzümüzde yaklaşık 6,5 milyar insan yaşıyor. Bu insanlar yemek, içmek, barınmak, soluklanmak gibi bazı temel gereksinimlerini her gün karşılamak durumundalar.  Varlıklarını sürdürmeleri için bu zorunluluk. Eh,, karşılasınlar o zaman. Karşılamasın diyen mi var? Hem karşılasınlar ki bu gereksinimlerini üretenler de kazansınlar. Bu üretimde çalışanlar da işlerini sürdürsünler.
İyi güzel de; 6,5 milyar insanın gereksinimlerini karşılamak için  1,5 milyar çalışan yeterli. Geriye kalır 5 milyar. Bunun 2 milyarının çocuk ve yaşlı olduğunu varsayalım. Yine de 3 milyar çalışması gereken insan var. Bu bir büyük sorun ki ikili bir açmazı var:
Birincisi; gelişen teknolojiyle 6,5 milyar insanın gereksinimini 1,5 milyar çalışan sağlayabildiğine göre diğerlerini nerede çalıştıracaksınız?
İkincisi; Bu üç milyar fazla işgücünün çalıştırdığınızda oluşacak fazla üretimi ne yapacaksınız. (Bu aynı zamanda kıt kaynakları olan dünyamızın zaten har vurup harman savrulan kaynaklarını daha da hızla tüketecektir)
Diyemezsiniz ki, nüfusun fazla kısmı olmasın. Eğer o fazlılığı eritirseniz, oran yine değişmeyecektir. Çünkü; gereksinimler azalacaktır. (  Üstelik bu fazlalıklar insan, onları ABD’nin yöntemleriyle bile yok edemezsiniz.)
Peki bu üretimden kopan insanlar ne olur?
1.Bu insanlar yakınlarının zaten yetersiz olan gelirlerine ortak olan asalaklar olurlar ki bu durum onların ruh sağlıklarını bozar ve sürekli olamaz.
2. Her tür yasak ve yasalara karşın temel gereksinimlerini karşılayabilecekleri ülkelere göç etmek için çalışırlar. (Çürük teknelerle, denizlere açılıp, çoğu kez de; ya batan teknede yaşamını yitirir, yada kandırılarak gitmek için yola çıktığı yerden başka yere bırakılırlar.)
3. Zorunlu gereksinimlerini meşru yollardan karşılamayanlar, meşru olmayan yollara yönelirler. Kapkaç, hırsızlık, dolandırıcılık kaçakçılık ve benzeri çeteleşmeler oluşur, çoğalır. (Bu durumun var olduğu, insanların sokağa çıkmaktan korkmaya başladığı bir ülke var mı dersiniz?)
4. Yukarıdaki üç maddeyi de çıkar yol olarak görmeyen işsizler ile kendisi için çalıştığının çok daha fazlasını başkaları için çalışanlar ise; başka bir şey yaparlar. Başka bir yaşamı örerler.
Aslında sorunun çözümü o kadar basit ki: 1,5 milyar insanın üretimi gereksinimi karşılıyorsa ve bunun iki katı da tüketebilmesi için üretmesi gereken insan varsa, çalışma süresini üçte bire indirirsiniz, çalışması gerekenlerin tümü iş sahibi olur ve de herkes gereksinimlerini karşılar. Teknoloji geliştikçe de çalışma süresi azalır. Üstelik, insan olmanın getirdiği gereksinimlere (spor, hobi, sanat ve kültürel etkinlikler)  zaman ayırabilirler. Dünya da güllük, gülistanlık olur.
Çözüm olabildiğince basit değil mi? Ama bu basitliğe karşın bir o kadar da uygulanması zor. Zor çünkü egemenlerin çıkarları bu noktada devreye girer, kâr dürtüleri buna izin vermez. Toplam üretim, toplam tüketiciye yeter miktarda olduğunda ve üretebileceklerin tümü üretim sürecinde yer alabildiğinde ortada artık değer kalmaz. Bu da zurnanın zırt dediği yer olan kaçınılmaz sondur.

Not: Yeryüzümüzün, kendini yenilemeyecek hızla sömürülmesi, bize dayatılan yaşam biçiminin getirdiği savurgan tüketicilik başka bir yazının konusu.