KİRLENEN DÜNYADA TEMİZ KALMAK
Hafta sonu Türkiye'nin tek milliyetçi olmayan ve bağlı olmakla gurur duyduğum örgütü, ÖZGÜRLÜK VE DAYANIŞMA PARTİSİ'nin 5. olağan kongresi için Ankara'daydım. Umutla ve coşkuyla döndüm.
Pazartesi sabahı bilgisunarda (İnternet) iki günde otuzu aşan ileti birikmişti. Bunlarda dördü değişikti. Bu dört iletinin dördü de aynı arkadaşımdandı.
Birinci iletide 526 ad sıralanıyor ve bunların Soroz’cu oldukları iddia ediliyordu.
İkinci ileti; Saddam Hüseyin’e yakalandıktan sonra ABD ile işbirliği yapması karşılığı iyi bir yaşam önerildiği, Saddam’ın bunu ret ettiği savlanıyordu.
Üçüncü ileti yazar Orhan Pamuk hakkındaydı ve Pamuk’un ABD’nin köstebeği olduğunu savunan bir sunuyu içeriyordu.
Dördüncü ileti ise; Masonluk hakkında bir sunuydu.
Bu dört iletide de ne bir kaynak belirtiliyor, ne de bir belge gösteriliyordu.
Bu tür binlerce ileti, her gün binlerce kişiye ulaştırılıyor. Ne kaynağı belli, ne sorumlusu. Yalnızca milliyetçi duygular körükleniyor. Yeni Ogün Samast’lar için ortam hazırlanıyor.
Arkadaşıma şu iletiyi yazdım:
“İletilerini aldım. Yazılanları üzerinde yorum yapmaya bile değer bulmadım. Birisi, kendi milliyetçilik anlayışı açısından kendisine muhalif gördüğü tüm kişilerin adını alt alta sıralamış. Ne bir kaynak vermiş, ne de bir belge. -Olsa ne çıkar., emperyalizmin ekmeğine yağı milliyetçiler onlardan daha iyi sürüyorken-
Orhan Pamuk'a ilişkin sunuyu daha önce de göndermiştin ve düşüncelerimi yazmıştım.
Masonluk hakkında fazla bilgim olduğunu söyleyemem. Ama benim gündemimde fazlaca yeri yok.
Bilgisunarda bu tür veriler propaganda amaçlı olarak sürekli dolaşır. Ciddiye alanlar düşünsün.
Listede bizden kimseye rastlamadım. Doğrusu üzüldüm. Listeyi hazırlayan kişi; demek ki bizi ciddiye almamış. -Ayıp etmiş-
ÜLKEDE BAMBAŞKA BİR GÜNDEM VARKEN, GÜNDEMİ SAPTIRMAK VE OLAYLARI KARARTMAK AMAÇLI OLDUĞUNU BİLİYORUM.
Bir emekli istihbaratçı paşa çıkıyor, Alattin Çakıcı'yı gözlerinden öptüğünü söyleyerek konuşuyor. Aynı konuşmada Abdullah Çatlı'dan "Abdullah" diyerek ne kadar saygı gösterdiğini ve ne kadar yakın olduğunu belirterek söz ediyor.
Başka manşetlerde: Vatansever Kuvvetler Güç Birliği adlı kuruluştan ayrılarak emekli bir kurmay albayin kurduğu Kuvvayi Milliye derneği adlı örgütünün silah üzerine ölmek ve öldürmekli yemininin yer aldığı fotoğrafları ortalığa seriliyor.
Faşizmi besleyenin ırkçılık, ırkçılığın temel kaynağının milliyetçilik olduğu ortadayken kendilerini milliyetçi ilan edenler, hiç utanmadan sol yaftasını taşıyabiliyorlar.
DERİN DEVLET TÜM İHTİŞAMIYLA KABAK GİBİ ORTADA....
Özgür, Demokratik ve Eşit bir dünyada, barış içinde bir arada yaşamak varken, ülke azınlıklarına düşman gözüyle bakabilen, üstelik kendilerinin sol olduğunu söyleyen sahtekarlar ortaya dökülüyor.
BUNLAR VE BENZERLERİ, MİLLİYETÇİLİĞİN KAPİTALİZMİN İDEOLOJİSİ OLDUĞUNU BİLDİKLERİ HALDE SAKLIYOR. - SANKİ KÜRESELLEŞEN SERMAYE MİLLİYETÇİLİĞİ KÖRÜKLEMİYORMUŞ GİBİ-
Gündeme başka konular düşürülmeye çalışılıyor.
Ne emeğin, ne de sermayenin milliyeti vardır.
Ve, milliyetçilikle ulusalcılık arasındaki ayrım; hıyarla salatalık arasındaki kadardır
Umarım kendi kafalarında yaratığı düşlerin esiri olanlar yerine, gerçeklerin dünyasını görebilenlerden olursun.
Sevgiyle kal.”
Şu milliyetçilik konusunu birkaç yazı sürdürmeyi düşünüyorum. Ortaya çıkışı, gelişimi, etkileri, ötekileştirme gibi.
Ehh. Bu sayede konu sıkıntısı da çekmem artık. – Sanki bu ülkede konu sıkıntısı çekilirmiş gibi-