ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

YENİDEN DOĞUŞ

Kartallar hakkında aşağıdaki yazıyı bilgisayarımın belgeliğinde saklamışım. Yeniden okuyunca sizlerle paylaşmak istedim.

“Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır.70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak kartalın bu yaşa ulaşabilmesi için, 40 yaşında çok ciddi ve zor bir karar vermesi gerekmektedir.
Kartalın yaşı 40'a vardığında pençeleri sertleşmiş, esnekliğini yitirmiş ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelmiştir. Gagası uzamış ve göğsüne doğru kıvrılmıştır. Kanatları yaşlanmış ve ağırlaşmıştır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır:
- Ya ölümü seçecektir,
- Ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.
Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir. Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.”

Yukarıdaki anlatı kendi başına çok şey söylüyor. Yurdumuzun bugün içinde bulunduğu bir çok sorunsala uyarlanabilir ama ben bunlardan ikisini öne almak istiyorum. Bugün ülke gündeminde olan ve yakın gelecekte en çok tartışılıp, konuşulacak ikisini…
Bunlardan birincisi bir önceki yazımda da değindiğim “Anayasa yenilenmesi”. Bu ülke gerçekten bir sivil anayasa yapacaksa, bu bazılarının ezberlerinin bozulmasını gerektirecektir. Olasıdır ki bir çok taş yerinden oynayacaktır. Kartalın gagasının, pençelerinin sökülmesi, tüylerinin yolunması gerekecektir. Sonuçta sancılı bir doğum olacaktır.
Yeni sivil anayasa, özgürlükleri içerecekse, insan haklarını öne çıkaracaksa, hele hele sosyal devlet ilkesini her maddesine sindirecekse, olmazsa olmaz tek koşul, anayasa sürecinde etkin olacak bir sol düşünce gereğidir. Çünkü, dünyanın her yerinde ve tüm zamanlarda çağdaşlaşmanın önünü ancak sol düşünce açmıştır.
Bu bağlamda şu an içinde bulunduğumuz durum -üzülerek yazıyorum- hiç parlak değil. Hatta ülkemizde sol adına bir yapıdan söz etmek bile neredeyse olanaksız.
Öyleyse, Türkiye Solu kartalın yeniden doğuşunu gerçekleştirmek zorundadır. Yalnızca işe yaramayan gagasını ve pençelerini değil; başını, beynini değiştirmeyi başarabilmelidir. Üstelik bunun için de fazla zamanı yoktur. Yüreği solda atan herkesin özverisine ve gücüne gerek vardır. Sol bunu başarmak zorundadır. Başarabilecek deneyimi ve gücü vardır. Tek koşul. prangalarımızdan kurtulmamızdır.
Bilinmelidir ki; burada önemli olan solun varlığı ve geleceği değildir. Ülkemizin, ülkemiz insanlarının geleceğidir. Eğer barış istiyorsak, eğer bu topraklarda insanca yaşamak istiyorsak; meclisteki tablo ne olursa olsun, bu geleceğin şekillenmesi asla sağın inisiyatifine bırakılamaz.