ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

KULAĞIMA KAR SUYU KAÇIYOR

Asker yolu bekler gibi bekliyoruz anayasa taslak metnini. Gerçi öğrenmediğimiz yeri kaldı mı diye de düşünüyorum ama yine de tam değil bilgilerimiz.
Türban gölgesi düşmüş bu yeni metinde bence türbandan da önemli başka olgular var. İzlediğim bir televizyon programında, metni hazırlayan kuruldan bir kişi;“hazırlanan taslağın Avrupa Birliği Anayasasında bulunan kuralları taşıdığını” söyledi.
İşte benim kulağıma kar suyu kaçıran söz bu oldu. Kurul üyesi AB anayasası derken, şu an hukuken geçerli bir AB Anayasası olmadığını söylemedi. İlgilerden kaçırdı. Oysa AB Anayasası iki ülkede ret edildiği için rafa kaldırıldı.
AB Anayasasının Fransa’da ret edilmesine neden olan etmen onun ekonomik ilkeleri. Bu ilkeler neredeyse tüm sosyal hakları yok ediyor. Tüm AB ülkelerinde yaşayanları vahşi kapitalizmin insafsız sömürüsüne açıyor.
Şimdi AB Anayasasının kurallarını aldık diyen –Bir AB Anayasası olmadığını saklayan-  insanlar, bizleri ne gibi bir serüvenine sürüklemekteler?
AB Anayasasının ekonomik kuralları kişi başına düşen ulusal gelirleri bizi 20lere 30lara katlayan ülke insanlarını korkutuyor. Bizim gibi halkının çok büyük bir çoğunluğu sosyal yardım alamadığında, ortalama bir hastalığın tedavi giderlerini bile karşılayamayan ülke insanlarına bu korkunç kurallar hele bir de Anayasa hükmü ile uygulanırsa felaket olur?
*          *          *
Bu Anayasada bize hazırlanan bir başka tuzak da seçim kuralları. Dünyanın en adaletsiz, en insafsız seçim barajını uygulayan ülkesiyiz. Yeni Anayasa bu konuyu gözden kaçıracak bir hükmü de içeriyormuş.
550 milletvekilinden 100ü Türkiye Milletvekili olarak ayrılacakmış. Bu milletvekilliği için baraj olmayacakmış. Böylece temsilde adalet sağlanacakmış.
Açıkça söylemiyorlar ama 450 milletvekili için yüzde on barajı duracak.
Basit bir hesap yapalım. Bir partinin yeni düzenlemeden sonra yapılacak seçimde yüzde beş oy aldığını varsayalım. Bu parti aldığı oy oranında milletvekili çıkarmış olsa en az 27 milletvekili ile temsil edilecek. Oysa getirilen yeni sistemde yalnızca 5 milletvekili çıkaracak. Onun hakkı olan 22 milletvekilini barajı aşan partiler çalacak. Bu sayı mecliste gurup kurma sayısı olan 20nin altında olduğu için de hiçbir konuda söz söyleyemeyecek, komisyonlarda ve meclis başkanlık divanında temsil edilmeyecek. Yani dış kapının mandalı olacak.
*          *          *
Bir de bilinmeyenler var. Örneğin yeni Anayasa çevrenin korunması hakkında neler söyleyecek. Siyanürle altın arattıracak mı? Nükleer belaya izin verecek mi? Küresel ısınmaya neden olan gaz salınımının sınırlanmasını sağlayacak hükümleri olacak mı? Çevrenin sanayi için kurban edilmesini önleyecek mi?
Bilmiyoruz.
*          *          *
Peki, bu taslağın hiç mi iyi yanı yok. Vardır elbette. Vardır da onlar nelerdir bilmiyorum. Örneğin 301i kaldıracak, 12 Eylülcülerin yargılanmalarının önünü açacak düzenlemeler olabilir.
Özgürlükler alanında yeni gelişmeler olabilir. –Eğer türban inadına kurban gitmezse.-
Ummuyorum ama toplumsal baskı olursa belki sendikalaşma alanında açılımlar olabilir. – O da kağıt üzerinde kalır nasıl olsa. Çünkü bu hükümetin KESK’in önünü kapatmak için başvurduğu yöntemleri gördüğümüzden, yeni açılımların uygulamada olmamasının sağlanmasını da düşünmüşlerdir.-
*          *          *
SON SÖZ: Sahi, Bu ülkenin bir de ana muhalefet partisi var değil mi? O, Ana muhalefet partisinin bir de Deniz Baykal diye genel başkanı olacak.  Sayın genel başkan her konuda olduğu gibi Mustafa Kemal’in arkasına saklanmayı bırakıp bu konularda da söz söylese. Tabii, söylenecek sözü, söyleyecek yüzü varsa.