al
KİTAP HOMEROS VE İDA
Son birkaç yazıdır kan ve kin üzerine yazdım. Konu çok önemli olmasına karşın bazıları tarafından amacından saptırılıyor. Üstelik milliyetçilik yanına yaslanılarak, gündemin diğer konularının gözlerden kaçırılması için kullanılıyor.
İzninizle bu konuyu şimdilik kapatıyorum.
* * *
Gazetemizin dağıtım bölgesi içinde son günlerde hayli önemli bir etkinlik var. Kitap Fuarı…
Kitapseverlerin bu olanağı iyi değerlendireceğini biliyorum. Tüyap; yalnızca kitapların sergilendiği bir etkinlik değil. Hem kitap, yazar ve okur buluşması sağlıyor, hem de söyleşilerle güncel edebiyat konuları değerlendiriliyor.
Ülkemizin yüz akı aydınlarımızdan yararlanılacak bir kültür şenliği…
Tüyap fuarına giderseniz orada “Yeni Kuşak Köy enstitüleri” standına uğrayınız. Dostum, Yazar – Şair Zübeyde Seven Turan orada olacak. Bu gazetenin okurları arasında hayli Sinoplu olduğunu biliyorum. Zübeyde Seven Turan yaşamının bir bölümünü Sinop’ta geçirmiş, bir Sinop gelini.
Yine arkadaşım Alime Mitap 1 Kasım Perşembe günü Edebiyatçılar Derneği standında, 2 Kasım Cuma günü PEN Türkiye Merkezi standında olacak.
Başka bir dost, Şair Ahmet Günbaş’ın 2 Kasım günü Tüyap’ta olacağını biliyorum ama hangi stantta olacağını not almamışım.
* * *
Sözü edebiyata getirmişken son günlerde adeta bir nefeste okuduğum bir romandan söz etmek istiyorum. “SUDAKİ ATEŞ” Belki yazarının adını hiç duymadınız: Ferda İzbudak Akıncı. Umuyorum Akıncı’yla tanışma olanağım olur. Kitap, İlya Yayınevi tarafından Mart 2007’de çıkarılmış.
Ülkemizin son dönemini irdeleyen bir yapıt. Elinize aldığınızda sonunu getirmeden bırakamayacaksınız.
Ben edebiyat eleştirmeni değilim. Bu nedenle kitap hakkında yazan sevgili Zübeyde Seven Turan’dan kısa bir alıntıyı buraya koyacağım.
“Daha okumaya başlarken acının, sızının ve bunlara karşı geliştirdiği duyarlılığın imini veriyor okuyucuya. Sudaki Ateş bizden sonraki kuşaklara bir ayna görevi de yapacak. Bunun ayak seslerini duyuyorum. Bugünkü gençliğin, belleklerindeki; yanıtını bulmakta zorlandıkları nice soruları yanıtlayacak bir kaynak yapıt, diye düşünüyorum aynı zamanda. Günümüzde yaşanan ama çoğunun yüzleşmeden kaçındığı çürümenin asıl adresinin imini veren özgün bir anlam dizgesi de bana göre!”
* * *
Dünyanın en büyük edebiyat yapıtlarının belki de birincisi olan Homeros’un İLYADA DESTANI’nın geçtiği yer İDA. Bugünkü adıyla Kaz Dağları.
İda bazılarının kâr hırsına feda ediliyor. Ülkemizin en değerli yaşamsal ortamlarından biri olan İda altıncılar tarafından talan ediliyor. Ağaçlar kesiliyor. Eşsiz bir bitkisel ortam olan, Dünya’nın oksijeni en bol ikinci bölgesi yok ediliyor.
Bu gidişle, altının yenmediğini, solunmadığını öğrendiğimizde çok geç olacak. Bu furyada kasalarını dolduranlar, sonuçtan kendilerinin de kaçamayacağını öğrendiklerinde ise geri dönülmez sınır çoktan aşılmış olacak.
Oysa geri dönülmez sınır aşılmadan bir şeyler yapmak gerek.
İnanın bu konu, gündemin diğer konularından çok daha önemli. Yarını kalmamış bir ülke değil sorun, yarını kalmamış bir dünya.
Gidecek başka bir Dünya’mız mı var…
an