HER EVE ÜÇ ÇOCUK İÇİN KOŞULLAR
Bugün sütunumu bir okurla paylaşacağım. Daha doğrusu ona bırakacağım. Oysa aklımda fiyatı son günlerde tavan delen pirinç ve dokuz yıl birlikte yaşadığım çeltik üreticisi dostlarımın dramını anlatmak vardı. Kusuruma bakmazlar her halde. Onları bir sonraki yazıma bıraktım.
18 Nisanda yayınlanan “Başbakan’ın bildiği” başlıklı yazımı internet üzerinden okumuş. Oturmuş kendi kişisel yaşamında değerlendirmiş. Değerlendirmesini de bana iletmiş. Olduğu gibi alıyorum:
ACELE… HER EVE ÜÇ ÇOCUK…
Başbakan buyuruyor. “ hanımlar en az üç çocuk yapın”. Diyor. Bakmayın siz doğum kontrolleri falan denen fasık şeylere, der gibi. Ülkemiz çok geniş. Nüfus çok az. Doğacak her çocuğun geleceği garanti altında (mı) demek istiyor? Ben pek bir şey anlayamadım. Geçen bu konuda bir yazı okudum. Herhalde diyor, Ayhan Altay: “ Başbakan’ın bir bildiği var”. Onun bildiğini bilmeden ben üç çocuk yapmışım. İkisi işsiz. Birinin gelecek garantisi yok. Biri otuz iki, biri otuz, diğeri ise yirmi üç yaşında. Üç erkek, üçü de bekâr. Evlenemiyorlar. Bu durumda ise sayın başbakanımızın emirlerini yerine getiremiyorlar. Çünkü: evlenemeyen çocuk yapamaz diyorlar. Geriye tek seçenek kalıyor. O da bir bayandan gayri meşru üç çocuk yapmak. Haydiiii! O da günah…
Peki erkeksiz bayanlar, kadınsız erkekler nasıl çocuk yapacak…….?????.
Çocuklarım bir kenarda sırasını bekleyedursun, benim birkaç şartım var. Eğer bu şartlarım yerine getirilirse, Ben elli yedi yaşından sonra bir düzine daha çocuk yapacağım. Bu şartlarım arasında öyle, her çocuğuma bir gemicik falan istemiyorum. Her çocuğuma bir gemicik değil, sadece bir GELİN’cik istiyorum. Birde başlarını sokacak ufacık bir EV’cik. Birde karınlarını doyuracak ufacık bir İŞ’cik. Ha… Bunlar olursa, gerisi kolay. Benim çocuklar koç gibidir maşallah.
Doğacak çocuklar ya? Bunlara süt gerekli, et gerekli, bez gerekli. Kocaman şehirde yumuşak toprak bulup, höllük elemek öyle kolay mı? Parasız eğitim, parasız sağlık gerekli. Bunlar olmadan çocuklarıma asla çocuk yaptırtmam.
Diyeceksiniz ki; “ Kardeşim bunları yapmak için, Kaynak gerekli. Biz hepsini babalar gibi sattık. Kaynakları kuruttuk. Şimdi sıra geldi ülkenin ormanlarına, su kaynaklarına. Onları satalım, ondan sonra.”Ben de korkmaya başladım. O ormanlarımızın da altınları kaçar, bize sadece siyanürlü toprak ve siyanürlü hava kalırsa, durum da onu gösteriyor?
Konuyu dağıttım galiba, çocukları bırakmıştım bir kenara. Yine bana gelelim. Ben sözümdeyim. Şu çocukların işi halloldu diyelim. Be de emekliyim. Altı yüz seksen lira maaş alıyorum. Yetmiyor. Bu yaşta hanımla her gün evde kavga ediyoruz. Maaşımı çocuk büyüteceğim düzeye getirirseniz. Ha biraz da fındık, fıstık parası. Söz veriyorum; Bu yaştan sonra, üç değil, on üç çocuk daha yapacağım. Sevgili başbakanım.
Cebrail Sürücü 18.04.2008 İzmir