ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

ADANA’NIN YOLLARI

Başbakan, Adana gezisinde bir Adana türküsünden bölüm okudu. Yok, yok ezgisiyle değil. Yalnızca sözlerini okudu.
"Adananın yolları taşlık
Yok, cebimizde beş para harçlık"
Ve bu sözlerden sonra ekledi: "Bu, bizden önce böyleydi. Şimdi ceplerde harçlık var."
Ben bu sözleri dunca düşünmeye başladım. Temel tüketim maddelerindeki fiyat artışının yüzde ellileri aştığı bu ortamda, eskiden olmayıp da şimdi bu iktidarın sağladığı olanaklarla harçlığı olanlar acaba kimlerdir.
Aylık ücretine yüzde iki artı yüzde iki zam verilen kamu çalışanın cebinde ayın beşinden sonra harçlık olmadığını zaten biliyoruz. Onun için kamu çalışanını geçelim.
Asgari ücreti 420 YTL net olan işçinin cebi harçlık görmeyeli çooook uzun yılar var. Bu nedenle onu da geçelim.
Çiftçilere bakalım. Hani bugünlerde fiyatı dudak uçuklatan pirinç üreticilerine bakalım, belki onlarda harçlık vardır dedim. Aralarında dokuz yıl çalıştığım, Çorumun Kargı İlçesinin Halılar Köyündeki çeltik üreticisi dostum Yılmaz Aksoy'u telefonla aradım. Ona cebindeki harçlığı sordum. İnanır mısınız, onun cebinde de harçlık yokmuş. "Biz, çeltiği geçtiğimiz kasım ayında kilosu 60 Ykr’tan sattık. Eğer kooperatiften faizle borç alamazsak, tarları bile ekecek durumumuz yok" dedi.
Çarşıya çıktığımda küçük esnafta belki harçlık vardır diye onlara uğrayıp sordum. Kimi büyük mağazalar yüzünden, kimi halkta para yokluğu yüzünden "sinek avladıklarını" söylediler. Kısaca onlarda da harçlık yokmuş. Ben kendilerinin yalancısıyım.
Kamyonculuk yapan bir tanıdığa rastladım yolda. Doğrudan "Sende harçlık var mı" dedim. Hemen anladı neden sorduğumu. "Akaryakıta bir yılda on sekiz kez zam geldi. Biz navlun ücretlerini hala geçen yılın fiyatlarında tutuyoruz. Üstelik yine de iş yok. Bizde harçlık ne arar" dedi.
Allah Allah. Yahu bu harçlık kimin cebinde acaba. Meraklıyım ya. Herhalde koskoca başbakan yalan söylememiştir. Birilerinin cebinde harçlık oluşmuştur. Ama siz bakın ki benim çevremdekilerde harçlık hâlâ yok.
Böyle dalgın, düşünceli dolaşırken gören bir dostum uyardı beni. "Hayrola bu ne dalgınlık. Karadeniz'de gemilerin mi battı?" sesiyle irkilerek kendime geldim. Tam dostuma bu harçlık konusunu soracaktım ki!.. O anda dostumun kullandığı "gemi" sözcüğü şişmeler çaktırdı beynimde. "Tabii ya" dedim. İşte harçlığı olanlar:
Yoksulluktan burslu okuyup, okulunu bitirdiği anda gemicik alanların harçlığı vardır.
Devlete milyarlarca YTL elektrik borcu varken, üstelik devlet bankalarının hangi koşullarla verdiği açıklanmayan kredilerle medya patronu olanların cep harçlığı da herhalde vardır.
Tarikatçılığa açtığı savaşın bayraktarlığını yapıp, bu yolda insanları örgütledikten sonra oluşan potansiyelin geliştirdiği TV kanalını, yine düşmanı olduğunu söylediği tarikatçılara milyar dolarla satanın da cebine biraz harçlık kalmıştır.
Kazalara karşı gereken önlemi almayan, eğitsiz işleri üstelik de örgütlenemesinler diye taşeron aracılığıyla karın tokluğuna bile yetmeyen ücretlerle çalıştırıp, neredeyse her hafta bir işçinin ölümüne göz yuman patronlarda da cep harçlığı sanırım vardır.
Genetiği değiştirilmiş, insan sağlığını olumsuz etkilediği bilenen mısırları ülkemize getiren ve de tam da gümrükte beklediği sırada gümrük vergileri sıfırlanıp, çektikten sonra tekrar vergiye tabi olan tüccarlar da vardır herhalde.
Yukarıda harçlıklı olduğunu varsaydıklarımla iletişim kuramadım. Onlar benim dünyamın dışındalar. O nedenle kendilerine doğrulattıramadım. Yalnız emin olduğum bir küme var ki onlara doğrulatmaya gerek yok. Belediye şirketlerinin başlarına çöreklenip, birkaç kadınla evli oldukları halde, sevgililerini kat, yat hediye edebilen, daha birkaç yıl öncesinin yoksullarında cep harçlığı olduğuna eminim.
Sakın Sevgili Başbakanımız Adana türküsüyle onları kastediyor olmasın.