ayhan altay

SEVDAYLA SARILDIĞIMIZ UMUT

Kavganın, gürültünün arasında hızla yol alıyoruz. Toz dumandan göz gözü görmeyen bir ortam oluştu.
Biliyoruz ki ne AKP, ne de CHP çözmeyecek sorunlarımızı. Birincinin inanışı ile ikincinin anlayışı arasında özünde fark yok.
Sorunun kaynağı, sorunun çözümü olamaz, ama sorun kaynağında çözülür.
Sorunun çözümü, sorunun bu iki kaynağının da çözülmesiyle olasıdır.
Bu sorunu çözecek olan ise muhtıralar değil, halkın demokratik gücüdür.
Bunların uzun boylu cüceler olduğunu, gerçek büyüklüğün bizim gücümüz olduğunu anladığımız an sorunun çözümü başlamış olacaktır.
Ve umut her zaman vardır.

         *          *          *

Biliyorum, şimdi ben ne yapabilirim diye düşünür yukarıdaki satırları okuyan.
Gerçekte aynı düşünce ben de olduğu için yazıyorum bunları.
Ben, bir kişiyim ve gücüm sınırlı. Ancak cürmüm kadar yer yakarım.
Oysa denizi oluşturan damlalardır. Ve, çevremiz doludur bu damlalarla.
Damlaları biriktiren yerlerde buluşmak zor değil.
Zor olan önyargıları kırmak.
Kafamızda bitirmek işi.
Sonrası, bizi yönlendiren baraj setlerini yıkmak.
Sonrası, çatlağını bulması suyun.
Ve, bir damlanın gücünü bilmek.
Bilmek, taşı aşındıranın suyun gücü değil, damlaların sürekliği olduğunu.

*          *          *
Karanlığın yenilmediği, sabahın olmadığı gece yok.
Sultan Süleyman’a kalmayan dünyanın günümüz haramilerine kalacağını kim söyledi.
Kim söyledi; cellâdımıza âşık olduğumuzu.
Kim söyledi; yarını kendimiz kuramayız diye.
Kim söyledi; muhtaç olduğumuzu başkalarının aklına.
Kim söyledi; cenneti kurmak için yeryüzünde, tanrılara gerek olduğunu.

         *          *          *
Biz ki; sevdalıyız umutlara.
Biz ki; inanırız yeni günün aydınlığına.
Bir kardeş sofrası kurmaksa gönlümüzdeki.
Başarırız.
Başarırız biliyorum.
Yarını bugünden kurmak için,
Dostluk için, barış için,
Soframızda lokma,
Çocuğumuzun yarınında mutluluk için,
Tanrılardan çalmak için ateşi
Ekilip ekin gelmek için.
“Ben de varım” diyeceğimiz günler yakın.
Yakın; sevdayla sarıldığımız umut.