GÜNÜ YAKLAŞIRKEN.. .....BABALAR
Toz duman arasında sürüklenip gidiyoruz ya.. Yaşam bildiğini okuyor.
Az önce bir ileti aldım. "Babalar günü" yaklaşıyor ya işte. Onun üzerine...
Ne güzeldir bir gün de olsa anılmak. İnsanı duygulandırır uzaklardan gelen bir ileti...
Büyümek için can atan çocuğunuzun yeni yılı, artık bir daha hiç göremeyeceğiniz annenizi, babanızı anımsatan Anneler Günü ya da Babalar Günü için sizi arayan çocuklarınızın telefonu, annenizin yaptığı nokul kokusunu getiren bir dinsel bayram kutlaması, saçlarınızı kavgada birlikte ağarttığınız bir yoldaşınızın bir mayıs iletisi...
Bir hediye çılgınlığı yaratıp, bu güzellikleri kârları için kullanmaya çalışanların çirkinliklerinden uzak durabilerek yaşamak, ne güzeldir.
Aşağıdaki tümceleri ilk kim yazmış bilmiyorum. Halkın dışındaki güçlerin iktidar kavgasını yazmaktansa bu tümceleri iletmek istedim sizlere.
"Babanız hala hayattaysa çok şanslısınız ve babanız yaşıyorsa siz hala çocuksunuz. Bu harika bir şey aslında siz fark etmeseniz de.
İnsan sadece babası ölünce büyüyor. Yalnız başına kalıyor insan o zaman artık.
Çocukken her şeyi bilen, herkesten güçlü olan babamız biz büyüdükçe küçülüyor.
Zamanını tamamlamış ve geçmişte kalmış bir yaşlı olarak kendi köşesinden bize bakıyor. Uzakta olsa da, bizi koklayıp dokunamasa da...
Usandıracak kadar ayrıntılı sorularla hayatı öğrendiğimiz halde, her şeyi bilen babamızın soruları biz büyüdükçe artık bize sıkıcı gelmeye başlıyor.
Müdahale etmese, soru sormasa ne iyi olur dediğimiz zamanlar çok oluyor artık. Biz ondan daha iyi biliyoruz ya her şeyi.
Zaman artık onun zamanı değil ya...
Teknoloji gelişti ya...
Her şey değişti ya...
Dövme yaptırmak, kulağa üç delik açtırmak artık moda… Ne anlar babamız tüm bunlardan…
Oysa ne zaman ki babanızı kaybediyorsunuz, işte o zaman gerçekten büyüyorsunuz. Çünkü çınarın gölgesi ve yaprakları yok artık üzerinizde. Sizi fark etmediğiniz halde güneşten koruyormuş meğer o gölge ve yağmurdan o çınarın yaprakları.
Siz de aile kuruyorsunuz, baba ve anne oluyorsunuz, sizinde gölge yaptığınız ve koruduğunuz birileri oluyor ama o önceki muhteşem gölgeyi çok arıyorsunuz.
Babanızın vefatında büyüyorsunuz.
Artık soru soracağınız, öğreneceğiniz, azarını duyacağınız, takdirini alacağınız, akşam eve dönerken yolunu gözleyeceğiniz, korkacağınız bir babanız yoksa büyüyorsunuz.
Yarınınızdan sorumlu tuttuğunuz, her istediğinizi almak zorunda olan o kişi yoksa artık...
Hep sessiz sessiz ağlayan, suskunluğu seven, en zor dönemde bile yıkılmaz görünen, sırtınızı dayadığınız çınar ağacınız yoksa artık...
Büyüyorsunuz o zaman işte..
Savaşın ortasında komutansız olmaktır babasız olmak.. Okyanusun ortasında bir gemide Kaptansız kalmaktır...
Kaç yaşınızda olursanız olun babanız yaşıyorsa hala çocuksunuz..."
Çocukluğunuz hiç bitmesin...