ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

ZAMANIDIR ÇAT ÇAT KİRAZININ

Hava oldukça sıcak. Daha öğle olmadan ter bastı her yanımızı. Hani şarkı “ne zaman bahar gelse, sen gelirsin aklıma” der ya; benim de ne zaman yaz sıcağı bastırsa Karadeniz’in yeşil serinliği gelir aklıma. Tuzu kurulardan olamadığımızdan, dilediğimiz anda gidemedim özlemlerimin Sinop’u düşer sevdama.
Yok, yok. Bugün ne Karadeniz derelerinin yok edilmesinden, ne baş belası nükleer santralden ya da yeşili yok edecek termik santrallerden söz etmeyeceğim. Bırakayım, hiç olmazsa düşlerimde güzel kalsın, vurgunu olduğum yerler.
Her Sinoplu gibi biraz sıradışımdır. Ne zaman sıradışı bir söz ya da eylemimi görse karım “seni çat çat kirazı” der. Sahi siz bilir misiniz çat çat kirazını? Bildiğimiz kirazların görüntüsündedir de olgunlaşmaya yüz tutmuş can eriği sertliğindedir. Yerken ağızda kırılma sesi verdiğinden “çat çat kirazı”dır adı. Bugünler tam da mevsimidir bu yayla kirazının. Kaldı mı hala üretimi bilmem. Sinop’un Erfelek ilçesinin köylerinde üretilirdi. Başka yerlerde de yetiştirilir mi acaba…
Bugünlerde bir “Sinop Kitabı” hazırlıyorum. Yayıncım yılsonuna teslim etmemi istediğine göre bir yıla kadar yayınlanmış olur. Bu kitaba bir  “çat çat kirazı” öyküsü almalıyım. Ne de olsa o da sıradışı bizim gibi.
*          *          *
Son günlerde çokça sıra dışılıkları hayli yaşıyoruz. Ben bu yazıyı Çarşamba günü yazıyorum. Akşama Ulusal takımımızın Almanya maçı var. Bu yıl hayli sıra dışılık sergileyen takımımız bakalım akşama ne yapacak? Çıta yüksek, beklenti çok.  Siz bunları okurken sonuç alınmış olacak ama ne yapayım? Ben maçları biraz da acı bir ilkem içerisinde izliyorum. Gönlüm takımla, aklımda Fatih Terim… Günahım kadar sevmediğim, sevemeyeceğim biri…
*          *          *
Sıradışı insanlardır ya da bizim hanımın deyişiyle “çat çat kirazları”dır yaşamı dönüştürenler. Che gibi, Mahir gibi, Deniz gibi, Şeyh Bedrettin, Nesimi, Mansur gibi, 2 Temmuzda Madımak’ta yananlar gibi… Sevdalarına sevdalananlar gibi…
Şimdi birini tüketmeden diğerine girdiğimiz krizlerden kurtulmak için gereksiniyoruz yeni çat çat kirazlarına. Öyle Mustafa Kemal gibi bir tek “çat çat kirazı” yetmeyecek/ olmayacak biliyoruz. Bu nedenle, biraz da hepimiz “çat çat kirazı” olmak durumundayız bu süreçte.
Bize belletilenleri, sokulduğumuz kalıpları bırakmanın zamanıdır şimdi. Yeniyi, güzeli yaratmaya aday olmanın zamanıdır. Sopasını salladığında mezbahaya koştuğumuz davar çobanlarına karşı durmanın zamanıdır. İnadına sevdalanmanın zamanıdır karşılıksız dostluk düşlerine.
Toprağı çatlatacak tohum, meyveye duracak çiçek, yarını kuracak umut olmanın zamanıdır.
Birilerinin çağırısını beklemeyen, birilerinin peşine düşmeyen, sürü başı olmaya aday olmanın zamanıdır.
Şimdi tam da zamanıdır çat çat kirazının.