YOBAZLIĞIN SINIRI TÜBTAK'I AŞTI
Ne yazık ki ülkemiz hızla bir karanlığa yuvarlanıyor. Her gün bir yerlerin karanlığa büründüğü haberlerini almaktayız.
Okullarımız karayobaz yöneticilere teslim edildiler. Bu dönemde atanan yöneticilerin büyük çoğunluğu İmam Hatip çıkışlı. Bu artık ölçüt olmaya başladı.
YÖK'ün durumu hepimizce biliniyor. On yıllardır “YÖK YOK OLSUN” diye bağıran bizleri bile karşı çıktığımız YÖK'ü arar duruma getirdiler.
Dananın kuyruğunu koparan son gelişme TÜBİTAK'ta yaşandı.Darvin ve evrim kuramı Bilim ve Teknik Dergisi'inden sürgüne gönderildi. Karayobazlığın cesareti, bilimin ışığını söndürmeye niyetlendi. Okullarında Harun Yahya Ansiklopedisini ücretsiz dağıtanların kollandığı ülkede başka türlüsü beklenir miydi?
Profesör Yaşar Şengör; “Ben evrim konusunda doğrudan tarafım. Ama benim taraf olmam yetmiyor, aklı başında her insan bu işe taraf. Birisi çıkıp derse ki ‘Dünya düzdür’, siz de bu işe taraf olur, ‘Böyle bir zırvalık olmaz’ derseniz. ‘Efendim, Darwin haklı mı, değil mi?’ sorusunu sormakla, ‘Yahu dünya düz müdür?’ sorusunu sormak aynı derecede abestir. Bugün bilim dünyasında böyle bir tartışma yok. Bu tartışmayı sadece yobazlar yapıyor.” diyor.
Evet. Bilime inanan herkesin hiç gecikmeden bu kavgada yerini alması gerekir. Bu karanlığı yırtmak için ödenmesi gereken bedel neyse onu ödemekten çekindiğimiz sürece karanlık bizim üstümüzü de örtmekte gecikmeyecektir.
Üç beş oy için gericiliğin karşısında takla atanlara deyil sözüm. Üniversitelerdeki anlı şanlılara, doktorlara, mühendislere, aydınım diyenlere, çevrecilere ve en çok da baskı altına alınan öğretmenlere; meslektaşlarıma.
Bu karanlığı ancak hep birlikte savaşarak aşabiliriz. Hurafenin değil, bilimin öncülüğünü yüksek sesle savunmak zorundayız. Hem de öylesine savunmalıyız ki; karşımızdakiler karanlıklarına yol açacak yeni girişimlerde bulunmaya çekinir olmalıdırlar.
Sakın kimseler; birilerinin gelip bu karanlıkçılardan bizleri kurtaracağı düşüncesine kapılmasın. Artık GODO GELMEYECEK. Godo'yu ancak aynaya baktığımızda görebileceğimizi bilmek zorundayız. Zaten karanlıkları yaratanlardan, aydınlıktan yana olmalarını beklemek olanaksızdır.
Bu karanlığı yaratanların önünü açanların en önemli kilometre taşlarından biri, 12 Eylülcüler ve onların başı Kenan Evren'dir. Tarih önünde oluşan suçlarını, toplum önünde mahkum etmek, bu karanlığa teslim olmamanın en önemli adımlarından biri olacaktır.
Bu yolda, İzmir İl Genel Meclisi çok önemli bir adım attı; 12 Eylül ve Kenan Evren isimlerinin okullardan silinmesini karara bağladı. Şehrin demokratik temsilcilerinin aldığı bu kararı İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün ve Valiliğin yerine getirmekten başka seçeneği olamaz.
Şimdi yapılması gereken güneşi karartmaya niyetlenenlere karşı, yurdun her yanından görülen ateşin yakılmasıdır.