ayhan altay

YAZ SICAK GEÇECEK

Bankada gişesindeki görevli; işlemini yapmakta olduğu yaşlı kadına "parayı kim alacak teyze, alıcısına ne yazalım?" diye sorar.
Kadının yanıtı: "Bu paranın hayrını görme inşallah, yazalım evladım” olur.

Şimdilerde işsiz kalanlar, daha bir buçuk ay önce verdikleri oylar için “hayrını görme inşallah yazalım, evladım” derler mi acaba.

İşsizliğin giderek artığını yazmaya bile gerek yok. Ya çalışanlar, onlardaki işten atılma korkusunun verdiği ruh bozukluğunu nasıl onaracağız.

Toplum patlamaya hazır barut fıçısı gibi. En küçük bir olayda kan gövdeyi götürüyor. –Eh, ne yapsın gariban. Eşeği dövemeyince, semeri dövüyor.-

Bir çıkış yolu, bir umut ışığı yok mu? Hızır’ı mı bekleyeceğiz, Godo’yu mu?

Bu yaz sıcak geçecek. Beynimizi kaynatmasına izin vermemek gerek. İzin vermemek gerek, çünkü beyinlerimiz gerekli bize. Umudu körükleyecek güç beyinlerimizde çünkü.

Dünya yeniden Marx’ı keşfederken, biz hâlâ yeniden cumhuriyet mitinglerinde mi çıkış arayacağız?

Umudu da, ekmeği de, sevgiyi de paylaşabileceğimizi düşünebilecek miyiz? Yoksa seçim döneminde verdiği rüşvetlerle yaptığı kaçakları yıkılanlar gibi ilenmekle mi geçecek yaşamımız?

Bu kaçıncı aldatılışımız?

Bu kaçıncı kanışımız?

Bir kardeş sofrasını kurabilmek için illa da önce birbirimizi boğazlamamız mı gerekiyor?

Sol bacağı sanal bir ülkenin yürüyemeyeceğini göremeyecek kadar kör müyüz?

Yaz sıcak geçecek.

Sonbahar SOLbahar olacaksa varsın sıcak geçsin.