ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

DARBECİLERLE DEĞİL 12 EYLÜL’LE HESAPLAŞMAK

Bugünkü sorunların birçoğunun temelinde 12 Eylül olduğunu; 12 Eylül’le hesaplaşmadan ne sorunların çözülebileceğini ne de yaşanılası bir düzenin kurulamayacağını kaç kez yazdım bilemiyorum.
12 Eylül’le hesaplaşmak insanlarımızın yaşamının iyileşebilmesi için bir zorunluluktur.
12 Eylül’le hesaplaşmayı yalnızca 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasına indirgemek ise bir hesaplaşma değil, 12 Eylül’ün aklanmasıdır. Darbecilerin yargılanması yalnızca zorunlu bir ayrıntıdır. Konuyu, 27 Mayıs ve 28 Şubat’la bağlantılandırmak ise olsa olsa bir savsaklama yöntemi olur.
12 Eylül’ün tahrip ettiği toplumsal yapıyla hesaplaşmak çok daha önemlidir.
Unutulmamalıdır ki 12 Eylül’ün gerçek nedeni ekonomik yapıyı değiştirmektir. 24 Ocak 1980’de alınan ama toplumsal direniş nedeniyle uygulanmasında büyük zorluklar çıkan, iktidarın neredeyse uygulamaya cesaret edemediği ekonomik kararların uygulanmasını sağlamak en temek amaçtı.
Halit Narin’nin 12 Eylül darbesine ilişkin değerlendirmesinin de anımsanmasında yarar var: “Şimdiye kadar biz ağladık onlar güldü. Şimdi sıra onlarda”. Burada “ onlar” olarak tanımlananlar emeğiyle geçinenlerdi.
Bu nedenle:
1-Başta sendikalar olmak üzere tüm toplumsal örgütlenmeler susturulmalıydı. –Sendikalar ve siyasi partiler kapatıldı. Yüz binler işkencelerden geçirildi.-
2-Üniversiteler halkın değil bir avuç zenginin yanında olmalıydı. –Bunu sağlamak için YÖK düzeni kuruldu.-
3- Bilimin, özgür düşüncenin ve demokrasinin önü tıkandı. –Buradan da koyu bir taassubun ülkeyi sarması çıktı.-
Bu demokrasi dışı ve halkı yoksullaştıran sistemin sürekliliğinin sağlanması için başta anayasa olmak üzere birçok yasa meşru olmayan yollarla değiştirildi.
*          *          *
Gelelim günümüze:
Günümüzde kimler 12 Eylül rejimini savunuyor. Bunu anlamak için turnusole gerek yok.
*YÖK düzenini savunanlar 12 Eylül’ü savunuyorlar.
*Başta sendikalar olmak üzere her tür örgütlenmenin önünü açmayanlar 12 Eylül’ü savunuyorlar.
* Geçici çalışma, esnek çalışma, taşeron işçi çalıştırma sitemlerini savunanlar 12 Eylül’ü savunuyorlar.
* Toprak Mahsulleri Ofisini devre dışı bırakanlar, Et ve Balık Kurumunu özelleştirenler, Süt Endüstrisi Kurumunu özelleştirenler ve tarım ürünlerinin değerlerinin çiftçiye değil aracılara akmasını sağlayanlar 12 Eylül’ü savunuyorlar.
* Tarımsal örgütlenmeleri engelleyenler 12 Eylül’ü savunuyorlar. ( Kooperatiflerin önünü kesenler, Çiftçi Sendikalarını kapatmaya çalışanlar)
* Bir avuç zengini daha zengin yapmak için, doğanın ve yaşam alanlarımızın yok edilmesi için yasa üzerine yasa, kararname üzerine kararname, hatta gizli kararname çıkaranlar 12 Eylül’ü savunuyorlar.
En başta günümüzde geçerli olan ama asla meşru olmayan bir yöntemle üretilen Anayasa’nın değiştirilmesine engel olan, daha ilerisini savunmak gerekirken; AB zorlamasıyla görece demokrasi içeren yasaları bile bu Anayasa’ya uygun olmadığı savıyla engelleyenler, 12 Eylül’ü savunuyorlar.
*          *          *
Yalnızca; “darbecilerin yargılanmasının önünde engel olmayacağız” demek, faşist bir yüze demokrat maskesi takmaktır.