CHP’DEN SOL OLMAZ-3
CHP’den sol olmaz yazılarımı şimdilik bu yazıyla bitireceğim. Yok, yok gerekçelerim bittiğinden değil. TV dizilerine benzemesin diye. Oysa yalnızca bu yazıda kullandığım her başlık sayfalarca açılabilir.
CHP’nin köklerinde sol bir anlayış yoktur.
Sosyal demokrat partilere genel olarak baktığımızda hepsinin kökeninde Marksizm vardır. Büyük bölümü ise büyük işçi eylemlilikleri üzerine otururlar.
CHP’ye baktığımızda bunları göremeyiz. CHP’nin kökeninde Osmanlı elitleri sayabileceğimiz İttihatçılık vardır. İttihatçılığın öngörülerinin ise solla bir ilişkisi yoktur.
CHP’nin kuruluş aşamasında ise sosyalizm yasaklı bir ideolojidir.
CHP’nin laiklik anlayışı sakattır.
CHP programındaki Laiklikle ilgili bölüm genel geçer sözlerden ibarettir. “Laikliği aklın özgürleşmesi” olarak tanımlaması yapılmış ama altı doldurulmamıştır. Diyanet işleri başkanlığı diye bir resmi kurumun bulunduğu devlette nasıl laiklik olabilir? Diyanet İşleri adında bir kurumun bulunması, doğrudan dinin kamusal alanda bulunması demektir.
Zaten “Diyanet İşleri Başkanlığı”nın kuruluş amacı “dini devletin güdümünde tutmak”tır. Bu bakış açısının kendisi bile laiklik anlayışına terstir ve devletin inançlar karşısında eşit mesafede olmadığının bir kanıtıdır. CHP, Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılmasını programına almak bir yana tartışılmasına bile karşıdır.
CHP’nin hiçbir konuda çözümü yoktur.
Değişime kapalı olanın, var olanı korumaktan başka düşüncesi olmayanın (muhafazakârlık) dönüşen toplumu yönetebilmesi olanaksızdır.
CHP, bugüne ve yarına yönelik bir yeni yaklaşımdan yoksundur. Bırakalım bugünü, yakın geçmişe kadar bile gelememiştir. 1920’lere saplanıp kalmış, değişen dünyaya sağın getirdiği çözümlere karşı, sosyal demokrat bir yaşam biçimi önerememiştir.
1970’lerin CHP’si altı doldurulmamış bile olsa “Toprak işleyenin, su kullananın” gibi radikal sol söylemlerle çözüm önerebiliyordu. Özel mülkiyette bulunan Bafa gölünü kamu malı yapabiliyordu. Günümüz CHP’si özelleştirmelerin kendisine değil, yandaş zengin edecek biçimde yapılmasına karşı çıkıyor.
CHP siyaseten bitmiştir.
Dünya hızla değişiyor. Üretim biçimi de üretim ilişkileri de değişiyor. Olması gereken değişimi kavramak ve onun burjuvazinin değil halkın yararına değişmesini sağlamaktır. Yoksa CHP’nin yaptığı gibi tarihin tekerleğine çomak sokmağa çalışmak, boşa uğraştır. Gerçek gericilik düne saplanıp kalmaktır.
Hiçbir şey sonsuza değin var olamaz. Bu sosyal olgular için de geçerlidir. Solculuğun temeli geleni ve gelmekte olanı görebilmektir.
Nasıl ki daha üç yüz yıl önce ulus yoktuysa gelecekte de olmayacaktır. Ulus devletler de zorunlu olarak tarihin sahnesinden silinecektir. Ama insanlık tarih oldukça olacaktır. Temel alınması gereken anlayış; içinde hümanizmi barındıran bir toplumculuktur.
CHP koltuk değneğiyle ayakta duran bir yaşlıdır. Ondan maraton koşmasını beklemek boş düştür.