CEYLANIM
Ceylan güzelliğin, masumiyetin ve saflığın simgesidir Anadolu’da. Adı bilinmeyen ozanlar yaktıkları türkülerde sevdiklerini ceylana benzetirler.
Bir ceylan ölür; bir ağıt sarar ülkeyi. Bir Ceylan ölür; görür gözler görmez, duyan kulaklar duymaz, yazan eller yazmaz olur. Üstüne ağabeyinin gömleği örtülü bir parçalanmış bir bedendir artık Ceylan. Yaşı on ikidir. Göklerden gelen bir patlayıcı paramparça etmiştir organlarını.
Parçalanmış bedeni saatlerce bekler sorumlu görevlilerin gelmesini. Görevliler gelmez ama emirleri gelir. “Karakola getirin”.
Annesinin eteklerinde taşınır Ceylan’ın paramparça bedeni.
Soruşturması ise üç gün sonra başlatılır, biraz da utanarak.
* * *
Aylardır başı kesilen bir genç kızın öykülerini dinliyoruz ister istemez. Öylesine abartılmıştır ki konu, saçma sapan basın açıklamaları naklen verilir onlarca televizyon kanallarından.
Başı kesilen kızın öyküsü medyatiktir. Medyatiktir çünkü kızın yaşamı ve yaşamını yitirmesindeki olayların riskli bir içeriği yoktur. Üstelik de oldukça ünlü ve varsıl bir aile vardır olayda.
* * *
On iki yaşındaki Ceylan’nın öyküsü ilgi çekmez. Onun günlük harçlığı iki bin lira olan sevgilileri yoktur. Onun diskolarda, barlarda çekilmiş videoları, resimleri de yoktur. Var olan bir kırmızı zemin önünde çekilmiş vesikalık fotoğrafıdır.
* * *
Başı kesilen kızın öyküsünde sanıklar belledir. Onları yazmak, görüntülemek, konuşmak bir risk taşımaz.
* * *
Ceylan’nın öyküsünde havadan gelen bombanın ne olduğu (o gün havan ateşi yapılmadığı açıklandı) ve kaynağı açıklanmalıdır.
Bazıları için bunları yazmak zordur, çünkü böylesi bir patlayıcıyı kullanacakların sayısı az, güçleri çoktur.
* * *
Türkiye’nin bir “hukuk devleti” olduğunu duyarız sık sık. Ne yazık ki bazıları Hukuk devleti ile kanun devletini karıştırırlar birbirlerine. Kanun “hukuk” olduğunu sanırlar.
İnsanlığın evrensel birikiminin sunucunda ortaya çıkan yaşam biçimidir hukuk. Bu nedenle de evrenseldir. Hukukun ulusalı olmaz. Onun adına başka bir şey denir.
Zaman zaman duyarız. Bazıları çıkar ortaya –özellikle 12 Eylül döneminin netekim paşası- Gelsinler, “Türk hukukuna hesap versinler” diye zırtlanırlar. Onların hukuktan anladıkları kendi hukuksuzluklarıdır.
* * *
Hukukun egemen olduğu ülkelerde koyun otlatan on iki yaşındaki kızların tepesine ne idüğü belirsiz bombalar düşmez. Düşemez.