ayhan altay

GELENLER VE GELECEKLER ÜZERİNE

Hocanın çok bilinen bir fıkrası düştü aklıma.
“Hoca’nın bahçesine bir hırsız girmiş. Hoca, oğlunu göndermiş hırsızın üzerine. Aradan uzunca bir zaman geçince de seslenmiş pencereden.
-Oğlummm. Nerdesin?
-Buradayım baba.
Ne yaptın hırsızı?
-Yakaladım.
-Getir o zaman.
-Gelmiyor.
Bırak gitsin.
-Gitmiyor.
-Sen gel.
-Bırakmıyor.”

Umarsızlığı iyi anlatan bir fıkradır da neden aklıma düştü acaba?

         *          *          *
Bazı durumlar vardır. Çözümsüz görünür insana.
Bizim ülkenin kurnaz politikacıları genelde görmezden gelirler bu tür sorunları.
Toplumu çözümsüzlüğe koşullandırırlar.
Oysa çözüm bulmaktır görevleri.
Ama kaçamazlar her zaman.
Görmezden geldikleri sorun büyür çığ olur.
*          *          *
PKK’dan bir grup insan geliyor bugün. Yazının yazıldığı saatlerde yoldaydılar. Daha Türkiye’ye giriş yapmamışlardı.
AKP, 12 Eylülcülerin bu gayrimeşru çocuğunu kucağında büyümüş olarak buldu.
O da, kendinden öncekiler gibi görmezden geldi önce.
Sonra dayattı koşullar çözüme.
Yalpalaya yalpalaya yürüyen bir sarhoş gibi davrandı AKP.
Bir söylediği ile diğer söylediği çelişerek düştü yola.
MHP’nin tutumu net. Şiddet onu besleyen damarlardan biri.
CHP, bir partiden çok Deniz Baykal kulübü yıllardır.
Baykal ise akşamdan kalma sarhoş. “gelmiyor, gitmiyor, bırakmıyor.”
*          *          *
Barışa bir adım var. O kadar yaklaştık.
O adımı atacak irade ise görünmüyor ortalıkta.
Çünkü o adımın adı demokrasi. Tam demokrasi.
Sonrasında ise kalıcı kılmanın yöntemi “sosyal devlet.”
Bunu uygulayabilecek olan güçlü bir politik yapı ise şimdilik yok.
Yalnızca yarına dair umutlar var.
*          *          *
“Nasıl bir Türkiye istiyoruz” diye soranlara kulak verenler arttığında umarım çok geç kalınmış olmaz.