EKMEKTEN AŞTAN SÖYLE
Bugün (dün) başlayan haftada hareketli siyasal gelişmeleri gözleyeceğiz. Meclisin partileri bir yandan, meclis dışındaki muhalefet yarım yandan, gölgesi büyüklerin yandaşları medyadan… Şenlikli günler olacak…
Anayasa değişikleri maratonun ilk bölümü kapandı. Şimdi meclis genelkurulu görüşmeleri ile ikinci bölümü başlıyor.
Dinlediklerimiz bir kez de kürsüden söylenecek. Yavaşlatıcı ve hızlandırıcı taktikler çarpışacak. İşin özü yine kaynayacak.
Kim ne derse desin ülkenin en çarpıcı ve belirleyici sorunu "Kürt Sorunu". Ekonomiyi, siyaseti, toplumsal yaşamı "Kürt Sorunu" belirliyor.
Kürt sorunun olmazsa olmaz taraflarından biri de BDP. Bence meclisin en önemli partisi de herkesin uzak durmaya özen gösterdiği BDP. Hele hele konu Anayasa değişikliğinin aritmetiği olduğunda daha da önemli oluyor.
BDP'yi, AKP göz ardı edemez. Çünkü anayasa deşikliğinin nedenlerinden biri olduğu gibi meclis aritmetiği AKP'yi BDP'ye yakın durmaya zorluyor. Sıkışıklık 330 oyu bulmada yaşanıyor. AKP'nin olası birkaç firesinin tamamlanması ancak BDP'nin oy vermesi ile olası.
BDP'nin koşulu ise, öncelikle seçim barajının kaldırılması. Bu da AKP'nin en son isteyeceği şey. Birinci açmaz bu. Eğer AKP'nin amacı taraftarlaştırmak değil de anayasa değişikliği yapmaksa bir anlamda BDP'ye muhtaç.
Geçtiğimiz hafta, CHP'nin "üç ana başlık dışarıda kalsın" anlaşalım diyebilecek kadar önceki tezlerinden uzaklaşmasının nedeni de bence bu seçim barajının düşürülebilme olasılığının yarattığı korku. Yani AKP'nin BDP ile anlaşması ve seçim barajını düşürmesi.
Kürt partisinin parlamentoya girmemesi amacıyla konulan seçim barajının düşürülmesi ya da kaldırılmasından AKP'den çok CHP korkuyor.
CHP biliyor ki; kendisine verilen oyların büyük bölümü emanettir. "Oylarınız boşa gidecek" söylemi geçersiz kaldığında kaçınılmaz olarak çok küçülecektir. Bu nedenle AKP'nin BDP'ye muhtaç olmasını önlemeye çalışıyor. AKP de bunu bildiği için restleşebiliyor.
Yani, bir ipte birçok cambaz oynuyor. İşin garibi galiba cambazlar değil de bizler düşeceğiz ipten.
Bugünlük de bu kadar deyip, gerçek gündeme yönelik bir eleştiri olarak bana gelen bir maniyle bitireceğim.
Maniyi baştan söyle
Kalemi kaştan söyle
Karnımın açlığı var
Ekmekten, aştan söyle