CAN BABAYI ANARKEN
Bir haftadır Seferihisar Sığacık’ta dördüncü tiyatro şenliği vardı. Birbirinden güzel oyunlar ve panellerle bir sanat haftası yaşandı, bitti.
Geceleri bile dayanılmaz olan sıcak, bir de nemle birleşince oyuncular ter seli içerisinde gerçekleştirdiler oyunlarını.
Tiyatro sevenler, kale içinde hazırlanan Açıkhava mekânını doldurdu her akşam.
Son gecenin oyunlarından biri sevgili Can Baba’ya (Can Yücel’e) ayrılmıştı. Ölümünün üzerinden on yıl geçmiş olmasına karşın günceldi Can baba.
1999 Nisanında yapılan genel seçimlerde İzmir birinci bölge adayımızdı Can Baba. Durumu ağırdı ama o durumuyla bile canlılığından, neşesinden bir şey yitirmemişti. “Can havliyle” başlığıyla her gün bir dörtlük yazıyordu ve yayınlıyorduk.
O dünya tatlısı bilgeyi yakından tanımış ve birlikte olmuş olmanın gururuyla izledim oyunu. Sevgiyle, özlemle andım Can Babayı.
Ve bir şiiri Can Baba’nın:
Bir Cin Şiiri
Davacı zengin, davalı yoksulsa
Zenginden yana işler yasa
Davacı yoksul, davalı zenginse
Davalıda kalır yine nizalı arsa
Davacı da davalı da zenginse davada
Özür diler çekilir aradan kadı.
Davacı da davalı da yoksulsa, bak,
Sade o zaman işte yerini bulur hak.
Can Baba sağ olsaydı bu anayasa referandumuna ne derdi bilmiyorum. Yalnızca yukarıya aldığım şiiri doğrultusunda değerlendirebilirim kendi öznel yorumumla.
Üçüncü dize uyuyor kanımca görüşüme. “Davalı da, davacı da zenginse” aradan çekileceğim bu kadı görevinde. Bu iki zenginin arasındaki kavga benim kavgam değil diye…