ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

BARAJIN SUYU

Bana deselerdi ki; “Bir gün sen de MHP’nin yararına bir yazı yazacaksın” güler geçerdim. Gerçi yazacaklarım doğrudan MHP koşutunda olmayacak. –Bu olanaksız. Düşüncelerim asla onlarla koşut olmaz.-
Sözü fazla dolandırmayalım. Ortalıkta özel yaşama ilişkin görüntüler cirit atıyor. Görüntülerin içeriği kişisel ve suç değil. Görüntülerin topluma aktarılmasının suç olduğunu söylüyor hukukçular. Suç olup olmadığı hukukçuların konusu ama bu görüntüleri ortalığa yaymak da en az içeriği kadar ahlaksızlık.


Toplumun büyük bir bölümü bu görüntülerin ‘devletin gücü’ olmadan elde edilemeyeceğinde birleşiyor. Öyledir ya da değildir bilemem. İşin bu yönünden çok bu görüntülerin ortalığa saçılmasından amaçlanan önemli.
Birçok kez yazdığım gibi eşitsiz ve adaletsiz bir seçime daha gidiyoruz. Bu seçim yasasıyla yapılacak hiçbir seçimin de adaletli olmayacağı somut bir gerçek.
Yalnızca yüzde on seçim barajının bizim başımıza sardığı yeni bir garabet de bu görüntülerle amaçlanan olabilir mi? Bence “evet”.
Amaçlanan MHP’yi baraj altında bırakıp, parlamento dışına itmek ise bu durum daha da vahim. Şunu açıkça yazayım; kişisel olarak MHP’nin ne kadar güçsüzleşirse ben o kadar sevinç duyarım ama bunun koşulu halk tarafından dışlanmış olmasıdır. Kirli politik oyunlarla değil.
Peki; MHP meclis dışı kalırsa ne olur? İşte dananın kuyruğunun koptuğu nokta burası.
MHP’den ahlaksal nedenle kopacak yüzde üç – beş oy ancak ve ancak dinsel inançları güçlü olanların oyları olacaktır ki bunların gideceği tek adres AKP’dir. Yüzde onun biraz altında kalacak oylar ise çöpe gidecektir.
Ortaya çıkacak bu durum yalnızca AKP’nin önünü açacaktır. Tehlike ise Erdoğan’ın başkanlık sistemi isteğindedir. AKP içerisinde bile başını Bülent Arınç’ın çektiği güçlü muhaliflerin olduğu biliniyor. Erdoğan’ın başkanlık sistemi için parti içi muhalefeti de göğüsleyecek sayıda milletvekiline gereksinimi var.
Seçimden sonrasının gündeminde anayasa değişikliği olduğu açık. AKP, (siz Erdoğan anlayın) meclisin dikensiz gül bahçesi olmasını istiyor. Yüzde ellinin oldukça altında bir oyla da olsa, meclisin büyük çoğunluğunu elinde bulundurmak AKP için ahlaksal ve adaletsiz bir durum olarak algılanmıyor.
Şimdiki durumda bile otoriter olan sistemimizin, başkanlık sisteminde seçilmiş diktatörler yaratması neredeyse kesin gibidir.
Bu durumun suçlularını aramak istesek, bunların arasında MHP’yi görmekte zorlanmayız. MHP, Kürt politikalarının önünü kesmek için uydurulmuş bu adaletsiz yüzde on barajına hiç karşı olmamıştır. -Barajı geçen partilere devlet bütçesinden yapılan trilyonluk ödemelere de karşı olmamıştır ya, o bugünkü konumuz dışı.-
Kürt politikacılar için konulan bu baraj bir kez MHP’yi parlamento dışı bırakmıştı, şimdi ikinci kez ayağına dolanmak durumundadır.

 

Ben gidip “devrimden sonra”yı izleyeceğim. Sanal da olsa iki saatliğine bu çirkin dünyadan uzak olmak iyi gelecek bana.