ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

VEKİLİM MECLİSE GİT-ME
Bir ekimde meclis açılacak. Günün konusu ise BDP ne yapacak? Önüne gelen konuşuyor, yazıyor, akıl veriyor. Ehhh, benim başım kel mi? Ben de bu köşeden ahkâm keseceğim.
Yazılan ve söylenenlerin hemen hemen tümü “haydi vekilim meclise” türünden. Eeee, ben de katılayım mı bu kervana. Katılmayayım değil mi dostlar. Katılırsam köşemin “farklı bakış” olan adının anlamı kalmaz. Öyleyse; “haydi vekilim direnişe…”
CHP önce meclise girmedi, sonra Erdoğan’nın ağzında sakız olacak biçimde gitti etti yeminini. Sahi, ne elde etti, vekillerin maaş almasından gayrı. Ya da neden yaptı eylemi, bilen var mı?
CHP’den bir kişi çıktı mertçe direnişini sürdüren; İsa GÖK. Bir ekimde yemin eder mi bilmem ama bu kadar direnmesi bile harika.
Gelelim yeniden meclise gelmeyenlere. BDP’li ve Emek Demokrasi Özgürlük bloğunun BDP’li olmayan milletvekillerinin yemin edip meclise girdiklerini varsayalım. Ne olacak, ne değişecek bakalım:
Başbakanın alaycı sözler söyleyecek olması ya da söylememesinin hiç önemi yok. O nedenle konunun bu tarafını boş verelim.
Öncelikle meclisin meşruiyeti pekişecek. Gerçi zaten tartışılmıyor ama genel anlamda güçlenecek.
İkincil olarak, bu sistem muhalifi vekiller zaman zaman ve en çok yirmi dakikalık konuşma hakkı kazanacaklar. Söyledikleri yalnızca tutanaklarda kalacak.
Yasa önerisi ya da görüşülen yasalarda değişiklik teklifi verebilecekler. Onlar da hemen reddedilecek.
Eh, bu arada maaşlarını alabilecekler, onun reddedilmesi riski yok.
Sonuçta dişe gelir bir etkinlikte bulunmalarının önü kapalı bile olsa, görüntüde iş yapıyor olacaklar.
Bu sonuçların tümü, iktidarın ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramayacak.

Gelelim asıl soruna.
Ülkede kan gövdeyi götürüyor. Bu akan kanın durdurulması için olmazsa olmazlardan biri BDP’nin de içinde bulunduğu, katkı koyduğu süreçlerin yaşanmasıdır. Bu sürecin yaşanmasında BDP’nin mecliste olması işi kolaylaştıracak bir etmendir. Gel gör ki, bu iktidarın böyle bir süreci bu aşamada başlatması çok zayıftır. İçinde yaşadığımız süreçte kılıçlar çekilmiş, aklın hiç önemsenmediği bir kavga başlatılmıştır. Belki bu kavganın durulmasından sonra barış için BDP’nin olmazsa olmaz olduğu süreç başlatılmak zorunda kalınacaktır.
Sonuç olarak; Barış koşullarının yaratılması süreci başlamadan BDP’nin ve blok milletvekillerinin mecliste olmalarının pek de kıymeti harbiyesi yoktur.
NOT: Hani bazıları çıkıp da “devamsızlıktan vekilliklerini düşürürüz.”  “Ara seçim yaparız” gibi sözler ediyorlar ya. Boş verin bu sözleri. Bunu yapmak ne demokrasiye sığar, ne de bir yaraya mehlem olur. Bu sahte kabadayı tavrıdır ki; akılla izanla asla bağdaşmaz.

 

Tracker
Web Counter