DİK HORON
Bir zamanlar bizim oralara yolu düşen ünlü tarihçi Heredot'un Karadenizlileri görünce ezberi bozulmuş. Almış kâğıdı-kalemi eline tarihe not düşmüş: "Uzaktan, elleri kolları havada, tuhaf hareketler yapan, anlaşılmaz davranışlarda bulunan, çok ateşli, bitmeyecek bir enerjiye sahipmiş gibi görünen yaratıklar gördüm..." E, Heredot amca böyle yazmışsa biz Karadenizliler için bunu üstlenmek tarihe devrim borcumuz. Doğası gibi dili, duruşu diktir bizimkilerin, "dik horon" etmeyi, dikine konuşmayı severler. Elleri ve kollarıyla birlikte işaret ve itiraz parmakları da her daim havadadır. Akılları da bir karış değil yaylalar kadar, dalgalar kadar havadadır. Hızlıdırlar bizimkiler, acelecidirler, sözcüğün devrime dâhil güzel anlamıyla şaka gibidir her biri. Devrimin şaka ekidirler... Sezai Sarıoğlu
Dik durmanın, dik olmanın zor olduğu, yürek istediği günlerdeyiz ne yazık ki. Sözün dirhem dirhem tartılarak söylendiği bir ortam var. Tüm bu baskılara ve çok yoğun propagandalara karşın dik durmak gerek. –Eh, serde Karadenizlilik de var, devrimcilik de.-
Dış satım gelirlerimiz tüm zamanların rekorlarını aşmış. Ulusal gelir bilmem nerelere çıkmış. Medyada ekonomideki başarı öyküleri ekran ekran, çarşaf çarşaf.
Gelin madalyonun diğer yanına dik bakalım. Bu ülkede on üç, on dört yaşındaki çocuklar 20 liralık bir okul harçlığı için katırlarla sınırları aşmak zorunda kalıyorsa, o ülkede devletin ve ekonomistlerin söylediği rakamların hiçbir anlamı yoktur.
Bu ülkenin başbakanı başka ülkelerdeki ayaklanmaları desteklerken demokrasi havarisi pozlarında konuşuyor, onlara akıl veriyorken; kendi ülkesinde gazeteciler hapishaneleri doldurmakta ise, bu sıralamada dünya ikinciliğini almışsa, üstelik nüfusa oranlandığında ilk sıradaysa dik durup bunu söylemek gerekmiyor mu?
Şimdi size bir dostumdan, şair Halim Yazıcı’dan söz edeceğim.
Google’la “Halim Yazıcı” yazdığınızda 235 000 sonuç çıkıyor karşınıza. Bu sonuçların yüzde doksanından fazlası onun kitapları ve şiirleriyle ilgili. Yalnızca 2011 yılı içinde iki ödül aldı.
Bu ödüllerden biri AKP’li bir belediyeden; “Evliya Çelebi Şiir Yarışması” ödülü. İkinci ödül ise Dil Derneğinden; Ömer Asım Aksoy şiir ödülü.
Halim Yazıcı şimdi tutuklu. İzmir’de bir tutukevinde. Bulunduğu koğuştakilerin taktığı adla “Şair Dayı” yeni şiirlerini yazarak bekliyor yeniden yargıç karşısına çıkacağı günleri.
Suçu çok ağır “Şair Dayı”nın. Örgüt üyesi. İzmir Belediyesine düzenlenen operasyon kapsamında tutuklu.
Ne yapmış Halim yazıcı? Ne yapsın herhangi bir kültür müdürünün yaptığını yapmış. Halk için Şevval Sam konseri düzenlemiş. Düzenlemesine kimse bir şey demiyor tabi. Ama bir şey yapmamış. Şevval Sam konserinin anlaşmasını ihale yapmadan bitirmiş. Ben bundan bir şey anlamadım. Birileri açıklasa da anlasam. Benim bildiğim bu ülkede bir Şevval Sam ve onun bir menajeri var. Peki sevgili Halim kimleri çağırmalıydı ihaleye.
Onun bir şiiriyle bitirelim bu gün de:
SONRA HER ŞEY
önce elleri çürüdü insanların
sen gittiğinden bu yana
sonra her şey |