ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

 

 

KADININ MÜLKÜ
Şaşkın avcı avın bol olduğunu gördüğünde namluyu o ava, bu ava çevirirken tüm avları kaçırırmış. Ben de yazıya başlarken güncelin hangisini yazayım karar veremedim. Günceli kaçırırsam bağışlayın.

Uzun zamandır CHP’ye ilişkin yazı yazmadım. Yazdığımda eleştiriyorum. Bu da beni yakından tanıyan bazı dostlardan sitem duymama neden oluyor.
Hani bir öykü vardır. Köyün birine bir hoca (imam) gelmiş. Başlamış giyimle uğraşmaya. “Şöyle kapanacaksınız, böyle tesettür gerekli” diyerek bıktırmış köylüleri. Gel zaman, git zaman bu hoca evlenmiş. Genç karısı köye göre hayli dekolte sayılabilecek bir kılıkta dolanır dururmuş köy içinde.
Sonunda köylünün biri dayanamamış. Dönmüş hocaya:
-Hoca, sen neler söylersin, karın nasıl gezer, demiş.
Hoca bir sözü söyleyene, bir de o anda sokaktan geçmekte olan karısına bakmış.
-Ama Allah için söyleyin, yakışmıyor mu haspaya, demiş.

Şimdi CHP’li dostlar yine sitem edecek. “Demokrasi sözünü ağzına sakız edenlerin tüzüğünü demokratikleştirmesi için illa ki imza toplanması mı gerekiyordu” diyeceğim ama “yakışmıyor mu haspaya” dediğinizi duyar gibi oluyorum…

 

 

Ülke yarı açık cezaevine döndü. Her sabah yeni operasyon haberiyle uyanıyoruz.

Nasrettin Hoca’nın ünlü fıkrasını bilirsiniz. Hani evine giren hırsız olayında komşularının “kapıya çift kilit yaptırsaydın”, “bu kadar da derin uyamasaydın”, “altınlarını daha iyi saklasaydın” yollu suçlamalarına karşı;
-İnsaf be komşular, hırsızın hiç mi suçu yok.
Dediği fıkrayı.

Şimdilerde yandaşlar:
“Örgütlenmeseydiniz.”
“Sendikalaşmasaydınız.”
“Yazmasaydınız.”
“Eleştirmeseydiniz.”
“Ses çıkarmasaydınız.”
Diye toplumun muhalif kesimlerini suçluyorlar da;  Hoca’nın “İnsaf, hırsızın hiç mi suçu yok” serzenişini akıllarına hiç getirmiyorlar.

Antidemokratik seçim ve siyasal partiler yasası, eşitsiz seçim yarışı, olmayan demokrasi, 12 eylül ürünü anayasa, garabet bir YÖK’ü değiştirmek için on yıldır kılını kıpırdatmayanların, bu olgunun getirdiği hoşnutsuzluğun sonuçlarını baskıyla yok etmeye çalışmaları akıl almaz bir aymazlıktır.

“Mahkeme kadıya mülk değildir” atasözünü bir zamanlar Demirel çok kullanırdı. Günümüz egemenlerine duyurulur.

 

Track Blogs
tekil görüntülenme