ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

 

ADINI YİTİRENLER
Televizyon haberlerinde ve özellikle doğal yaşama ilişkin programlarda sık sık duyduğumuz bazı sözcükler vardır: “soyu tükenen” ya da “soyu tükenme riski altında olan.”

Bu durumu “kelaynak” kuşuyla simgelemişiz. Soyu tükenme riskiyle karşı karşıya olanları anlatmak için “kelaynak” terimi oluşturmuşuz.
Bu topraklarda yaşayan etnik kimliklerin birçoğu artık kelaynak boyutundadır. Biyolojik devamlılıkları vardır ama kültürel devamlılıklarının bir bölümünü yitirmiş, bir bölümünü yitirmek üzeredir.

Kendimden başlayayım örneklemeye. Babam Gürcü. Annemin babası Gürcü, annesi Türk.

Tek sözcük Gürcüce bilmem desem yalan olur ama bildiğim sözcüklerin sayısı iki elin parmaklarını geçmez. Ne konuşabilirim ne de konuşulanı anlarım.

Babamın adı Celal, sözcük Arapça. Annemin adı Hacer, o da Arapça. Benim adım Ayhan, o Türkçe.

Sülalemin adlarına bakıyorum, erkeklerde; Ne Aciko, ne Giya, ne Nodari, ne Zura, ne Vako göremiyorum. Kadınlarda; Nano, Nino, Maga, Ketino adlarını da duyamıyorum. Bunlar Gürcü adları ama ülkemizdeki hiçbir Gürcüde bu adları bulamazsınız. Dahası ben bu yukarıda yazdığım Gürcü adlarını ancak araştırma sonucu bulabildim.

Çerkezler, Abazalar, Lazlar gibi başka etnik öbekler için de durum değişik değil. Bazı folklorik öğelerine rastlansa bile birçok etnik öbek yitirmiş adını.

Bir insanın kimliğinin en önemli öğesi adıdır. Adını yitirmiş toplulukların varlığı sürdürmesi olanaksızdır.

Kişi kimliğini nasıl tanımlıyorsa o’dur ama adını bile koruyamamış olanların kimliğini doğru tanımlayabilmesi olanaklı olabilir mi?

Kimlik yitiminin bilimsel adı asimilasyon. Yani kendinden başkasına dönüşme. Neden kendinden başkasına dönüşür insan.

Asimilasyonda iki olgunun öne çıktığı hemen görülüyor. Birincisi din, ikincisi ırk.

Kimlik yitimine uğramış toplumlara baktığımızda bu ikisinin önemli bir etken olduğu hemen görülüyor. Müslümanlığı kabul etmiş olanların adlarına baktığımızda Arapça adların yoğunluğu hemen görülüyor. Annem ve babamın adlarında görülen bu durum yalnızca Türkiye’de yaşayan, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan etnik kimliklerle sınırlı değil. Gürcistan’ın özerk bölgesi Acaristan’da bulunan Müslüman Gürcülerde ve Müslüman Kafkas halklarında Arapça adlar yoğunlukta.

Uluslaştırma sürecinin egemen olduğu yıllarda konulan adlarda ise Türkçe yoğunlukta. Benim adım gibi.

Yine de en önemli etken din. Dinini değiştirmeyenler etnik adlarını daha çok koruyabilmişler. Yahudiler, Ermeniler ve Rumlarda bunu görebiliyoruz. Ülkemizde yaşayan bu din değiştirmeyen etnik toplulukların özgün adlarını korudukları görülüyor. Çoğu zaman yoğun baskılar nedeniyle sokakta ve resmi işlerde Türk-Müslüman adları kullanmış olsalar bile aile içerisinde özgün adlarını sürdürmüşlerdir.

 

Kimlik üzerinden yapılan değişimler ve direngenliğin oluşturduğu durumlar ve sorunlara ilişkin yazılarımı sürdüreceğim.
Kimsenin kimliğini yitirmediği bir dünya nasıl olurdu acaba?

  Paylas


Free Widget
tekil görüntülenme