ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

MASKARALIK*

*Bekir Coşkun yukarıdaki başlıklı yazısını beş nisan günü yazmış.
Bu yazıdaki koyu renk bölümler Bekir Coşkun’dan alıntıdır. Öncelikle bu biline.

“32 sene öncenin hesabını, 32 sene sonra sorduklarına göre; demek ki darbeye 32 sene sonra kızdılar…
*
Dün 12 Eylül mahkemesinin önünde toplanıp da “adil yargı”, “hukuk”, “insan hakları” isteyenlerin görkemli sayısı, 12 Eylül’ü aratmayan Silivri’nin önünde hiçbir zaman görülmedi…

Demek ki “adalet” duyguları da 32 sene sonra geliyor…
O zaman bugünün hesabını da 32 sene sonra anca soracaklar…”

Öncelikle bu soruların muhatabının kim olduğu karışık. Darbeye 32 yıl sonra kızılmış. Bekir Coşkun, 32 yıldır uzayda mı yaşıyordu acaba. Darbenin hemen ardından darbeye direnen bu yolda ölenleri hiç mi duymadı.

Bu ülkenin sosyalistleri 32 yıldır darbeyle hesaplaşmanın peşindeler. Güçlerinin yettiği her alanda düştüler peşlerine. Bu yolda çekmedikleri zulüm kalmadı. Bekir Coşkun bilmez mi bunları? Bilir ellaam. Bilir de bilmezden gelmek işine gelir. 32 yıldır hesap sormak için çırpınanlar, olanak buldukça meydanları dolduranlar Silivri’ye gelmedikleri için yok sayılırlar Bekir Coşkun’ca.

Şimdi dönelim Silivri’ye neden gelmediğimize:
Silivri’de sap ve saman karıştırılmış olsa da bizler orada bulunanlar arasında bunca yıldır yoldaşlarımıza kan kusturanlar olduğuna inanıyoruz. Binlerce “faili meçhul”un faillerinin bazılarının orada bulunduğuna ilişkin bir kanımız var.

Biz Silivri’ye gelmeyiz Bekir Coşkun. Yalnızca bugün değil, yarın da, 32 yıl sonra da gelmeyiz. 32 yıldır her tür zulmü bizler yaşarken sizin gibileri hiç aramızda görmediğimizden değil, orada gerçek suçluların da hayli fazla olduğuna inandığımızdan gelmeyiz.

Silivri’ye gelmeyiz ama orada bulunanların haklarını savunmaya devam ederiz. Tutuklamaların cezaya dönüştürülmesine karşı çıktık çıkarız. Düşüncelerin –isterse darbe gereklidir olsun- suç olmasına karşı çıktık çıkarız. Özel yetkili mahkemeleri doğal mahkeme saymadık, saymamayı sürdürürüz.

12 Eylül kurumları ve uygulamalarının yerinde durduğunu belirtmişsiniz. Doğrudur. Siyasi Partiler Yasası, Seçim Yasası, YÖK, Özel Mahkemeler yerlerinde duruyor. Biz bunlara her zaman karşı olduk, karşı durduk ama birileri işlerine geldiğinde bunları savunurken hiç de 12 Eylül yasaları demiyordu.

%10 seçim barajını daha AKP yokken canla başla kim savunuyordu?
YÖK, daha önceki dönemlerde istedikleri gibi AKP karşıtlığı yaparken kimler ona destek oluyordu? Bu ülkenin sosyalistleri iktidarda kim olduğuna bakmadan 32 yıldır YÖK karşıtı gösteri yapıyorken nerelerdeydiniz?
Silivri’deki haksızlıklara karşı bizlerin orada olmadığımızdan yakınanlar, KCK’da hemen hemen aynı durum olduğunu, sapla samanın karıştırıldığını bir kez söylediler de biz mi duymadık?

Laikliği savunan başta Genelkurmay Başkanı hapiste, şeyh imam okulda derse başladı önceki gün itibarıyla…
Kimsenin sesi çıkmıyor…”
Diyorsunuz.

On yıllardır sokakları doldurup “Demokratik Laik eğitim”  diyen KESK’i hiç mi görmüyorsunuz? Basınçlı su, gaz bombası. Cop ve tutuklamalarla bizleri –ki ben de emekli olmadan bir KESK’liydim- susturmaya çalıştıklarını hiç mi görmediniz? -Pardon görmemişsinizdir tabi, siz bizim bulunduğumuz yerlere gelmezsiniz ama hiç değilse izlemiş, duymuşsunuzdur.-

Şimdi “yiğitlikleri tuttu” diyorsunuz ya buna tek bir yanıt verilebilir ancak. “PES DOĞRUSU.”

Bir tek “maskaralık” konusunda haklısınız. Ortalık maskaralardan geçilmiyor.

Bekir Coşkun'un "MASKARALIK" başlıklı yazı için TIKLAYINIZ



Free Counter
tekil görüntülenme