KASVET
Kalktım. Ortalık alacakaranlık. Oysa çoktan sabah olmuş olmalı.
Perdeyi açıyorum; gökyüzü gri siyah bulutlarla kaplı. İki gündür durup durup yağan yağmur her şeyin rengini koyulaştırmış.
İçimde bir sıkıntı oluşturuyor gördüklerim.
Sabah haberleri için televizyonu açıyorum:
“Çaycuma’da ihmal; bakımsızlıktan yıkılan köprü ve suda yiten on beş can…”
“Amasya’da bomba, bir ölü ve yaralılar.”
“Tuzla tersanesinde yine cinayet gibi kaza ve ölü.”
“Suriye sınırında kaza kurşunu ile ölen ve yaralılar.”
Offff. Neden kalktım ki?
Yetmiyor:
“Elazığ Maden’de hortum; altı can ölü.”
-Sahi eskiden hiç duymazdık hortum haberi. Ne oldu bu doğaya? İklim değişikliği dediklerinden midir acaba?-
Ardından bir haber daha; “Meral Okay 53 yaşında akciğer kanserine yenik düşmüş.”
Yahu, bu kanser de ne kadar arttı? Ölenlerin çok büyük çoğunluğu kanser. Ecelin adı kanser oldu galiba.
İçimin karartısı artık kasvete dönüşüyor.
Bırakıyorum haber dinlemeyi.
Şemsiyemi aldığım gibi atıyorum kendimi sokağa.
Oooooo, belediyemizin kavşaklara diktiği laleler renk renk. Üstelik dün açmış olan laleler, yağmurun ve havanın soğukluğu nedeniyle yeniden gonca olmuşlar.
Resimlerini bile çekmek gelmiyor içimden.
Laleler dağıtamıyor kasvetimi.
Tam da bu sırada, sanırım biraz da dalgınlıktan yollarda var olduğunu bildiğim çukuru dolduran suya basıyorum. Ayak bileğime kadar gelen su ayakkabıma doluyor. Laleleri dikip, yollardaki çukurlara bakmayanların hatırını soruyorum, ayakkabımı çıkarıp suyunu boşaltırken.
Gazetemi ve ekmeğimi alıp yeniden eve dönüyorum.
Gazetede manşet; Başbakan’ın Çin gezisi Urumçi’den başlamış. Urumçi’de sevgi gösterileri yapılmış başbakan için.
Ankara sokaklarında yapılan gösteriler geliyor aklıma. Polisin cop, tekme ve gaz bombalarıyla saldırdığı öğretmenler geliyor. Acaba diyorum, Urumçi’de başbakana sevgi gösterisinde bulunanlar biliyorlar mı Ankara sokaklarını? -Nerden bilsinler-
Yazarların düşündüklerini yazmaya korktukları ülkenin başbakanı, kaşlarını çatmış konuşuyor: Daha düne kadar sarmaş dolaş olduğu komşu ülkenin diktatörüne ateş püskürüyor.
Anadolu’da “kendi gözündeki merteği görmez, elin gözünde çöp arar” diye bir söz vardır, o geliyor aklıma.
Nerdeeee, o Kasımpaşa’nın eski külhanbeyleri. |