Bir buçuk yıl aradan sonra yeniden yazmak, eski bir dostla yeniden buluşmak gibi. Hazzı ve burukluğu taşıyor içinde. Unutulmaz bir “ilk aşk” gibi.
“dünle beraber gitti cancağızım ne varsa düne ait,
şimdi yeni şeyler söylemek lazım “
Yukarıdaki dizeleri yüzlerce yıl önce yazmış Mevlana. Değişimin yavaş işlediği zamanlarda bile yeni şeyler söylemek gereksinimi varsa, bugün; hele hele “Gezi Direnişi” gibi eşi benzeri az görülen bir toplumsal olaydan sonra illa ki yeni şeyler söylemek gerek.
Yazılarıma ara verdiğim günlerde yazdığım ama gazeteye göndermediğim bir yazımda:
“Bir arada yaşamının koşulları göz göre göre yok oluyor.
Yeni ve barışçıl bir yaklaşım kısa sürede geliştirilemezse çok kötü günlerin gelmesi korkutuyor beni.
Yanlış anlaşılmasın. Kuşça canımın tehlikede olmasından değil korkum.
Toplumsal bir çatışma olasılığından…
Çıkışın nasıl olacağını düşünmek gerek.
Sevgiyi, kardeşliği, barışı öne çıkaracak toplumsal bir solduyu gerek.
Şiddet yalnızca şiddeti doğuruyor.
Gerilim ise şiddetin kaynağı…
Ötekileştirdiklerimiz yüzünden çektiklerimiz.
Birçok kez uyguladığımız yararsız reçeteleri yeniden denemek neye yarayacak?”
Yazmışım. Kehanet değildi ki.
Bazıları “kusura bakmasın (!)”, değişimin fitili ateşlendi bu topraklarda. Ne o her devirde duyduğumuz “dış mihraklar” palavrası, ne “camide içki içtiler” tezgâhı, ne de “kırıp döktüler” suçlaması bu ateşi söndürmeye yetmez.
Yüz yıllardır sürdürülen, bir güncük bile iktidar olmamış sol’u her şeyden sorumlu tutup “tu kaka” ilan etme geleneğinin artık bir yararı olmayacak. Çoookkk sular aktı köprülerin altından.
Sanmayın ki mart seçimlerinde AKP’nin büyük yenilgi alacağını söylemek istiyorum. –AKP yenilse, CHP kazansa sanki bir şey mi değişir?- Hayır. Önümüzdeki seçimlere yönelik değil yazdıklarım. Yalnızca AKP’ye yönelik de değil. Gezi; düzene yönelik bir muhalif duruşun filizlenmesidir. Bambaşka bir dünyanın; hırsızlığın, yolsuzluğun, yandaş kayırmanın olmadığı bir dünyanın özlemidir. İnsanların özgür ve eşit olduğu bir dünyanın maketidir Gezi. İşte bu nedenledir ki seçimler gibi kısır olgunun değil, geleceğin yeniden kurgulanmasına yönelik bir umudun simgesidir.
* * *
İmam bildiğini okurmuş.
İmamın en iyi bildiklerinden biri de cenaze kaldırmak.
Uzun zaman ölen olmadığı için bu fasıldan para kazanamayan köy imamı, teneşir tahtasına vurarak “kurudu, kuruyasıca” dermiş…
Bazıları teneşir tahtalarının kurumasına izin vermek istemiyor.
* * *
Hiç kimse bir kurtarıcı beklemesin.
Godo GEZİDİR.