ESRİK BİR YAZI
Sabahları keyifle uyanmak insanı gün boyu mutlu edebilir mi? Bilmiyorum. Bildiğim, çok uzun süredir keyifle uyanmadığım. İşte ruh halimin şiiri:
karamsarım kırılganım yorgunum
kağşamış umutları üretmiyor yüreğim
gücengen dostlarım mı aradı beni
ışıksız kapılarda kaldım –sevinin-
* * *
Sabahın sahiplerini bekledim ömür boyu. Gelmediler, gelemediler biliyorum. Gelmek istediler ama…
Bir ömür dediğin nedir ki kosmoz’da. Çölde kum tanesi bile değil. Çölde bir kum tanesi kadar önemsiz.
Kendini Evrenin merkezi sananlara gülüp geçiyorum da…
* * *
Buraya kadar epey saçmaladım. Eeeee, bu kez esrik bir yazı çıkacak galiba. Siz de okumayıverirsiniz, olur biter.
“Zaten kim okuyor ki? Gazetenin sayfalarını doldurmaktan başka işlevi yok” dediğinizi duyar gibiyim.
Doğru mu?
* * *
Gülmeyi de mi yasakladılar acaba? Hani neredeyse her şey yasak. Düşünmek yasak. Düşünceyi açıklamak yasak. Devletlû efendimizin işine gelmeyen konularda konuşmak, yazmak yasak.
Kısacası mutluluk yasak be kardeşim, mutluluk yasak.
* * *
Umudu yasaklayamıyorlar ya. Bir de düşleri. O güzelim günlere olan açlığın düşlerini. İşte bu delirtiyor devletlû efendilerimizi. Ne kadar zorlasalar o kadar yeşeriyor umut.
Kara siyah bir gecenin
Umut sabahındaysa gözüm,
Merhaba, merhaba,
Zulüm ve ölüm.
* * *
Unutmayın. Gecenin en karanlık anı, şafak atımının hemen öncesidir.
Sürgit böyle dönmez feleğin çarkı
Dünde kalsak da
Yine de yarına bakar umutlarımız
Kim bilir belki de yeniden doğar
Düşlerin sevdasından
Güneş
NOT: Dizeleri kendi şiirlerimden alıntıladım. |