ANTİDEMOKRATİK ZIRVALAR
Bu yazıda gündemin bazı konularına kısa kısa değinmek istiyorum. İlk sıraya seçim barajını alacağım.
Darbe karşıtı olduğunu alanlarda bangır bangır bağıran Erdoğan ve avanesi, işlerine gelmeyen yasaları değiştirirken, demokrasiye temelden karşı olan ama işlerine gelen 12 Eylül yasalarını korumak için cansiperane savaşıyorlar.
Bu yasaların başında seçim ve siyasal partiler yasası geliyor. Hiçbir geçerli neden olmamasına karşın, salt kendilerinin çıkarları için yüzde on gibi görülmemiş, duyulmamış, hiçbir demokraside bulunmayan barajı koruyorlar.
Şimdi bazıları, AKP’nin iki değişiklik sunduğunu söyleyecekler. Yani dar ya da daraltılmış bölge teklifi. Yapılan teklif, var olan yüzde on barajından daha antidemokratik koşulları içermektedir.
Sonuçta; AKP’nin sunduğu “kan kanserinden mi, mide kanserinden mi, akciğer kanserinden mi ölmek istersiniz” teklifidir.
Yapılması gereken, barajsız hatta ayrı illerdeki artık oyların toplamını bile değerlendiren bir seçim sistemidir.
* * *
Siyasal Partilere yapılan yıllık ve ayrıca seçim dönemlerindeki ödemeler ise tam bir rezalet. Son seçimde yüzde yedi ve üzerinde oy almış partilere hazineden milyarlar veriliyor. Son seçimlerde aldıkları oy oranına göre verilen paralar seçim öncesi ek bir ödemeyle daha da adaletsizce yapılıyor.
Seçim öncesi, seçime katılma hakkı olan tüm partiler eşit değil midir? Üçüne milyarları yığ, diğerlerine beş kuruş verme. Sonra da seçimlere eşit koşullarda girildiğini söyle. Bir de böylesi bir ayıbı savun.
Televizyondan yararlanma hakları bile tümüyle adaletsiz.
Bir kimsenin adının Mert olması onun mert olduğu anlamına nasıl gelmiyorsa, adında adalet olması da AKP’yi adil yapmıyor.
* * *
Eğitim şurasında anlaşılması çok zor kararlar oluşturuldu. Sanki var olan sistemimiz dört dörtlük de, yeni konular bulup ekleyeceğiz.
Okuduğunu anlama sıralamasında 65 ülke arasında 44. sıradayız. Matematikte durum daha da feci.
Sözü fazla dolandırmadan bir örnek verelim. Bir Güzel Sanatlar Lisesi Müdürünün, okulunun bir öğretmenine yazdığı yazıyı vereceğim aşağıda. Üstelik bu kişi devlette görev yaparken ilçe ve il Milli Eğitim Müdürlüğü ile uzun süre Kaymakam vekilliği yapmış. İşte noktasına, virgülüne dokunulmadan o yazı:
“Okulumuzdan maaşlarınız zamanında ödenmediği için derslere girmek istememeniz ve dersleri,yavaşlatacağınızı ,söylediniz müdür, olarak ben de sizleri uyarmama rağmen dersleri boykot etme girişimine baş vurduğunuz gözlenmiş, bu eylemi yapmayın öğretmene yakışmaz gidin hakkınızı yasal yollardan arayın dediğim halde,bizim kararımız dediniz,bir gün daha bekleyin kurucuları toplantıya çağırdım dediğim halde, eylemi yaptınız, Müdürün talimatına uymadığınız görülmüştür. Bende ,sizleri bu eylem katıldığınız için ihtar cezası ile uyarıldığınızı bildirir, bundan sonra bu tür eyleme katılmamanız konusunda tekrar uyarıyorum. Bu durum da ,yasal yolara başvurmanız için gereğinin yapılması hususunu;
Bilgilerinize rica ederim.
Bürokrasinin üst kademelerinde bulunmuş ve halen bir güzel sanatlar lisesi müdürünün Türkçesi böyleyken, Milli Eğitim Bakanlığının Osmanlıca tutturması saçmalamanın dik alasıdır.
Hani bir söz vardır “zırva tevil götürmez” diye. Kaç gündür dinliyor, okuyorum gerekçelerini, dişe gelir bir şey bulamıyorum. AKP, kendi ideolojisinin alt yapısını taş taş döşüyor. Bunun bir başka açıklaması yok. Gerekçelerinin tümü zırva. Zırvayı tartışmak ise abes.
İnsanların doğasında (Tayyip olsa "fıtratında" derdi) dayatılana karşı çıkmak vardır. Anaokuluna kadar indirilen bu yoz propaganda elbette ki gelecekte hiç beklenmedik yerlerden güçlü bir karşı çıkış oluşturacaktır. (Sahi, buna "diyalektik" diyorduk galiba). Ahhh, işte ne yazık ki; o zamana kadar çekilecek acılar var.
Bu “müdür” kafalılar bunu bilmezler.
.
|