DÖNEMEÇ
İçinde bulunduğumuz ortam sizce nasıl görünüyor? Buradaki görüntü, mutlu insanların yaşadığı bir yer görüntüsü mü? Ya gelecek nasıl görünüyor sizlere?
Yurdun dört köşesinden şiddet görüntüleri geliyor. Saldırıdan korunmak isteyen kadınlar öldürülüyor. Kendini dövmeye öldürmeye gelenler ile çatışanlar hem öldürülüyor, hem ölüyor. Mecliste kemik kıran vekiller saldırıyor.
Şiddet, dört bir yanda.
Şiddet, pirim yapma aracı.
Şiddet, en iyi maskeleme yöntemi.
Şiddet, gündemi belirlerken, perde arkası dolap döndürme kolaylaşıyor.
Kim örgütlüyor bu şiddeti?
* * *
Nefret söylemini bu topraklarda kimlerin körükledikleri belli. “Kindar nesil” isteyebilen politikacıların baş tacı yapıldığı bir ülkede şiddetten başka ne gelişebilir?
Çatışma ortamında kendi yandaş kitlesini korumayı amaçlayan politikacıları görmediğimizi sananlar fena yanılıyor.
Örneğin; faşizmi meşrulaştırmayı amaçlayan tasarının mecliste görüşülmesinde, yasalaştırılmasında ısrar edenler körüklüyor şiddeti.
Mecliste temsil edilen ülkenin dördüncü büyük kitlesine sahip yasal bir siyasal partinin başta Trabzon olmak üzere Karadeniz’de örgütlenmesine karşı bazı “milliyetçi” gençleri ayaklandıranlar körüklüyor şiddeti.
Karadeniz’in birçok yerinde insanlar politik düşüncelerini açıklamaya çekiniyor, örgütleyemiyor. Geçenlerde gittiğim Sinop’ta da gördüm bu durumu.
Ama şunu da gördüm. Alttan alta büyüyor muhalefet. Seçimlerde göreceğiz gibi.
Sahi, her tür düşünce örgütlenmeden nasıl gelişir demokrasi diye soracağım ama; Türk tipi başkanlık adıyla gizlenmek istenen tek adam diktatörlüğüne gidişi savunanların bu soruya verecek yanıtı mı var?
* * *
Türkiye yeni bir dönemece hızla giriyor.
Dönemece gereğinden hızlı girildiğinde uçuruma yuvarlanırsın.
Yine de bu dönemecin dönülmesi gerek.
Yeni bir yaşam, yeni bir barışla dönülmesi gerek.
Ben bu dönemeci Tayyip Erdoğan’la dönemeyeceğimizi biliyorum.
Değil dört yüz milletvekili, meclis salt çoğunluğunu sağlamasının bile güç olduğuna inanıyorum.
İçine düştükleri durumu onlar da görüyor olmalı ki, telaşlarını bile gizleyemiyorlar.
* * *
Ben bu halkın sağduyusuna inanıyorum. Ben bu halkın, şiddeti körükleyenlere sırt çevireceğine de inanıyorum.
İnanmak istediğim için inanıyor olabilirim.
Olsun, yine de umudu yalnızca bu halkta buluyorum.
Halk; Kurtla yiyip, çobanla ağlayanları görüyor. |