ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

         “Biz gideriz gayrı ölüm konuşur
         Ölüm ki ikiletmez çeker bıçağını
         Akşamın acı suları buruştukça buruşur!”
         Sevgili Günbaş’ın dizeleriyle başladım bu kez. Zulmün ve ölümün kol gezdiği bir seçim öncesinde nasıl güzel şeyler yazılabilir ki?
         En iyisi şiirlerde bulmak umarı.

***

         Dışarda kavga var
         Dövüşen haklı ile haksız
         Biziz yenilen kavgada
         Evlerde kaldıkça yalnız

         Bu da Necati Cumalı’dan bir dörtlük. Ne kadar açıkça belirtiyor halimizi. Eğer her yanımızı sarmakta olan kavgayı bitirmek istiyorsak, eğer barıştan yana ise tavrımız; evlerde yalnız kalarak hiçbir şey yapamayız.
         İstesek de istemesek de, kavganın bir yanı olmak durumundayız. Kenarda kalmak güçlüden, zalimden yani olmakla eş anlamlı değil mi?
         Kavga dedikse, illaki taşlı sopalı, silahlı kavgaya değil çağrımız. Barışa, barıştan yana yol açmak isteyenlere yandaş olmak, karınca kararınca. En azından üşenmemek sandığa gitmeye ve oyunu mutlaka barışa vermek. Bu kadarını da beceremez mi bir insan?

         Bir dörtlük de Mehmet Rayman’dan:
         Daha gün doğmamış üstüne
         Kemiklerine bile razıydın
         Onlar yüzler binler on binler
         Ağzı dili bağlı gittiler ölüme

         Rayman’ın Berfo Ana için yazılmış şiirinden aldım bu dizeleri. Berfo anaları bitmeyen, acıları dinmeyen ülkem için ne yazsam nafile ya, en iyisidir şiir dedim.
         Gün geçmiyor ki; yeni analar duymasın Berfo Ana’nın acılarını. Yazgı mıdır bu bize? Yoksa kader deyip üstlenmek mi gerek?
         Oysa bana sorsanız; her toplum kendi kaderini kendisi yazar derim. Öyleyse biz hep neden kara yazıyoruz kaderimizi?

***

         Bin yıllardır süren bir kavga bu. Bir türlü barışı kuramamış insanoğlu. 1960’larda girdim bu demokrasi ve barış kavgasına. Sevgili Çetin Altan göremedi ya bu ülkeye demokrasinin geldiğini, Yaş 65, doğrusu benim de göreceğim şüpheli.
         İzninizle kendi şiirimle noktalayayım bu yazımı:

         ANIMSAMA
         Anısı bir bahar dalıdır,
         Siyah beyaz fotoğraflarda kalmış.
         Bir ömür gün devşirip güneşten.
         Akıp giden bir suya kaptırmış yazları.

         Kabullenmek güç, güz günlerini;
         Şimdi artık bir özlem olan,
         Dallarda kalmış baharları,
         Hani ödünç vermiştik kavgaya.

         Ne kavga bitti, ne geri geldi
                                            ödünçlerimiz

http://www.hitwebcounter.com/