Suni ve şii ayrımı. Vahabi, Selefi, Harici ana kollar. En irileri Hamas, Hizbullah, Işıd, El Kaide, Boko haram, El nusra olan irili ufaklı yüzlerce silahlı yapı.
Günümüzde hala köle ticareti yapanlar ve savunanlar.
Dokuz yaşında bir kız çocuğuyla 60 yaşında bir ahlaksızın evlenebilmesinin uygun olduğunu söyleyen sapıklar.
Canlı bomba olarak kendini patlatıp, yüzlerce masumun ölümüne neden olduğu halde cennete gideceğine inanan manyaklar.
Daha yüzlerce, binlerce benzeri sapıklıklar sayılabilir ama hiç kimse bunları yapanların kendilerini Müslüman olarak tanımladıkları ve eylemlerini Müslümanlık adına yaptıklarını söylediklerini inkâr edemez.
Şimdi bu yazıyı okuyan sıradan Müslümanların itiraz seslerini duyar gibiyim. Tümünün “Müslümanlık bu değil” dediğini biliyorum.
Eğer Müslümanlık; Ankara ya da Paris’in ortasında kendini patlatarak yüzlerce kişinin ölmesini onaylamıyorsa, neden sessiz kalınıyor?
Cizre’de, Sur’da, Nusaybin’de ve diğerlerinde “sokağa çıkma yasağı” adıyla uygulanan vahşeti görmüyorsa, neyi görecek bu Müslümanlar?
Haklı olarak başörtüsü eylemi yapmak için sokakları dolduranlar, neden bu kıyımlara karşı gıkını çıkarmazlar?
Ben Müslümanlık konusunda uzman değilim. Sözlerim yalnızca sıradan bir gözlemcinin görebildikleri. Ama insaf edin biraz. Mars’ta var olduğu saptanan suyla abdest alınıp alınmayacağını koca koca televizyonlarda, ciddi ciddi tartışanların yukarıdaki konuları es geçmesinin bir nedeni yok mudur?
Sahi; Bana, “dünyanın filan yerinde, insanlığın hayran olduğu bir Müslümanlık var” diyebileniniz var mı? Hani Müslüman ülkelerden kaçanlar hep Avrupa’ya kaçıyor da.
.
|