Bu ovalarda çeltik ekilir dostum,
Kadınların çatlak ellerinde çimlenir tohumlar.
Köprülerinden gelinler geçmeyeli yıllar oldu.
Yayın balıkları özlemez, akşam ufkuna asılmış güneşi.
Topal Karakaçanları bekleme boşuna,
Üç tekerlekli motosikletlerle gittiler.
Kaş delen yılanları da aldılar yanlarına.
Artık kayıkçı olmasa da çeltik tohumları,
Tarla farelerini çoğalttılar. / hibrit başaklarda
Kırık pirinç taneleri çoğalmakta.
Patozların gürültüleri dövmekte harmanları.
Kaş edip, göz süzmeğe zaman yok.
Mandaların sürdüğü dövenlerde kaldı aşıklar.
Testilerde soğutulmuyor sular, testiler kırık.
-Yüreklerde sevda yok ki kırılsın-
Yarıcı ağalardan beter, pirinç borsası,
Alın teri, paça çamuru karşılığı; yok pahası.
Leylekler bile gelmez oldu çeltik göllerine,
Şimdi kim getirir çocukları gurbet ellerden?
Telgrafın telleri yok, kuşlar konmuyor,
Yine hasret türküleri….